zararlı

Turkish-English Translation

  1. Adjective, Environment-Ecology noxious
  2. evil
  3. wicked
  4. destructive
  5. harmful
  6. detrimental
  7. Adjective poisonous
  8. scathing
  9. Adjective pernicious
  10. malign
  11. Adjective injurious
  12. prejudicial
  13. Adjective deleterious
  14. unwholesome
  15. verminous
  16. malignant
  17. pestilent
  18. unfavo u rable
  19. nocent
  20. hurtful
  21. unfavo(u)rable
  22. destructive of/to
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ahlaka zararlı
unhealthy
bir yiyecek içecek malzemesi içindeki sağlığa zararlı
deleterious ingredients
birinin sağlığı için zararlı
tax on sb's health
sağlığa zararlı
inimical to health
sağlığa zararlı
deleterious Adjective
sağlığa zararlı
detrimental to health
sağlığa zararlı
injurious to health
sağlığa zararlı
injury to health
sağlığa zararlı
destructive of health
sağlığa zararlı
insanitary
toplum düzenine zararlı
pernicious to the welfare of society
zararlı alel
deleterious allele (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
zararlı bir alışkanlıktan vazgeçmek
to cut out Verb
zararlı bitkileri yok eden ilaç
herbicide Noun, Medicine
zararlı böcek
varmint
zararlı çıkmak
to injury or detriment Verb
zararlı çıkmak
to end up suffering harm Verb
zararlı çıkmak
to end up a loser Verb
zararlı davranış
disservice
zararlı ekonomik politika ya da yetersiz ekonomik büyüme
diseconomies
zararlı etki
poison
zararlı etkiler
detrimental effects Noun
zararlı hata
prejudicial error
zararlı hava
noxious air
zararlı madde
hazardous substance Noun
zararlı olmak
to be derogatory Verb
zararlı olmak
to be injurious Verb
zararlı otları yok eden
weed killer
zararlı otlarla dolu
weedy
zararlı reklam
malvertising Noun, Advertising
zararlı şey veya kimse
pest
zararlı şeyleri defetmek
to weed Verb
zararlı vergi rekabeti
harmful tax competition Noun, International Economy
zararlı yalan
injurious falsehood
zararlı yayınlar
harmful publications Noun
asayiş ve umumun rahatı için tehlikeli ve zararlı şahıslar
disorderly person
bahçedeki zararlı otları yolmak
to weed a garden Verb
birinin menfaatine zararlı olmak
to prejudicial to sb's interest Verb
birinin menfaatine zararlı olmak
to be prejudicial to sb's interest Verb
çevreye yayılan kötü ya da zararlı madde
effluvium
milli ekonomiye son derece zararlı olmak
to be gravely injurious to the national economy Verb
ozon tabakasına zararlı olan kimyasal maddeleri içermeyen
ozone friendly
sağlığa zararlı durum
insanitation
sağlığa zararlı koşullar altında
sweatshop
sağlığa zararlı yiyecek
unwholesome food
sosyal düzene zararlı olmak
to be injurious social order Verb
tehlikeli ve zararlı maddelerden arındırmak
to decontaminate Verb
tehlikeli veya zararlı bir şeyin saldırması veya bulaşması
invasion
umum için zararlı olan fiiller
public nuisance
umum için zararlı olan fiiller
common nuisance
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Zararı dokunan, ... veren, muzır
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.