nimet, lûtuf, iyilik.
Insulin has been a boon to diabetics.
to grant a boon: iyilik yapmak,
lûtufta bulunmak.
This new machine is a great boon: Bu yeni makine büyük bir nimettir.
İsim
(dokumacılıkta) ke tenin saman kısmı, keten dövülüp didildikten sonra kalan odunsu artık. İsim
beklenen/istenen lûtuf/iyilik. İsim
şen, neşeli.
boon companion: içki/eğlence arkadaşı, çok yakın dost/ahbap. Sıfat
(şiirde) şirin, canayakın, hoşsohbet, mültefit, merhametli, rahim, cömert, müşfik. Sıfat