eziyet/işkence etmek, taciz/bizar etmek, rahat vermemek, canını sıkmak.
He was harried by fear of losing his job.
Fiil
soymak, yağma/talan etmek, yakıp yıkmak, tahrip etmek, harabeye çevirmek.
The pirates harried the towns along the coast.
Fiil
akın/hücum etmek, saldırmak, taarruz etmek, sürüp çıkarmak.
Fiil
borçlularına rahat vermemek
Fiil
Harry Potter ve Sırlar Odası
İsim, Sinema
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
İsim, Sinema
Harry Potter ve Ateş Kadehi
İsim, Sinema
Harry Potter ve Melez Prens
İsim, Sinema
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
İsim, Sinema
Harry Potter ve Felsefe Taşı
İsim, Sinema
Harry Potter ve Azkaban Tutsağı
İsim, Sinema
herkes, avam sınıfı.
any Tom, Dick or Harry: herkes, kim olursa olsun, önce her kim gelirse.
There was nobody but Tom, Dick and Harry: Ancak birkaç kişi vardı.