bir şeyden tat almaya başlamak
Fiil
bir şey hoşa gitmeye başlamak
Fiil
birşeyden zevk almaya başlamak
Fiil
birşeye düşkünlük geliştirmek
Fiil
birşeyden hoşlanmaya başlamak
Fiil
sonradan kazanılmış zevk (başlangıçta hoşlanılmayan , ancak defalarca denendikten sonra hoşlanılmaya başlanan zevk
US her zevke hitap etmek
Fiil
düşük düzeydeki zevklere hitap etmek
Fiil
bir kimseye yaptığı kötülüğün cezasını çektirmek, başkalarına reva gördüğü fena muameleyi aynen sahibine
uygulamak, kötülüğe ayniyle mukabele etmek, misilleme/mukabelei bilmisil yapmak.
Let's give him a taste of his own medicine.
nefis giyim zevki olmak
Fiil
nefis giyim zevki olmak
Fiil
okumaya hevesi olmamak
Fiil
edebi zevki olduğu iddiasında bulunmak
Fiil
halkın hoşuna gitmek
Fiil
ağzının tadına karşı koyamamak
Fiil
ağızda kötü tat bırakmak
Fiil
ağzında kötü tat bırakmak
Fiil
taste of: tadına/lezzetine bakma(k), deneme(k), azıcık yeme(k)/içme(k).
She tasted of the cake.
I've tasted nothing for two days: İki gündür ağzıma bir lokma koymadım.
taste of: tadı bir şeye benzemek, tadı … olmak/bir şeye çalmak, … tadı vermek.
The milk tastes sour: Sütün tadı ekşiye çalıyor (biraz ekşimiş). This bread tastes of mold: Bu ekmek küf tadı veriyor.
tat/tadını almak, zevkine varmak, zevk/haz duymak.
Once people have tasted freedom they're unwilling to become slaves again.
taste blood: kan dökmekten zevk duymak
bir tadımlık şey, lokma, yudum.
have/take just a taste of something: bir lokmacık yemek, azıcık tadına bakmak.
taste for: zevk, hoşlanma, hazzetme, beğenme, beğeni.
bad taste: zevksizlik, midesizlik.
to one's taste: zevkine uygun. find something to one's taste: bir şeyi zevkine uygun bulmak, ondan hoşlanmak. have a taste for something: bir şeyden zevk almak/hoşlanmak. everyone to his taste: herkesin zevki ayrıdır/kimsenin zevkine karışılmaz/bu bir zevk meselesidir. out of taste: zevksiz.
âhenk, uygunluk, yakışma.
in good taste: uygun, âhenkli, yakışır.
in bad taste: uygunsuz, âhenksiz, yakışıksız.
tadını almak, (genellikle vahşiyane, kırıcı, yıkıcı bir iş yapmak için) iştahlanmak, coşmak.
Once the team had tasted blood, there was no preventing them from winning by a wide margin.
tadım cisimciği, papilla.
Zevkler ve renkler tartışılmaz.
Cümle
halkın zevkini bozmak
Fiil