hayvan.
insandan başka hayvan türüne giren herhangi bir varlık.
memeli/dört-ayaklı hayvan.
insanın ilkel/basit tarafı.
kaba/vahşi kimse.
She married an animal: Kaba bir erkekle evlendi.
(mizahî anlamda) korkunç, tehlikeli, canavar.
The new airplane was a fast animal: Yeni uçak hızlı bir canavardı.
(cinsel bakımdan) kaba, aygır.
nesne, şey, varlık.
A perfect happiness? There's no such animal: Kusursuz mutluluk diye bir şey yoktur.
hayvan+, hayvanî, hayvan gibi, hayvana yakışır.
animal life: hayvan hayatı.
animal fat: hayvanî yağ.
maddî, bedenî, cismanî, insanın fiziksel varlığını ilgilendiren.
animal needs: hayvanî/cismanî/maddî ihtiyaçlar.