beş günlük sakal
sakallı bir adam
sakal.
man with a beard: sakallı adam.
He wears a beard: Sakal bırakmış.
keçi vb. sakalı, çene altı tüyü. Zooloji
başak kılçığı, püskül. Botanik
neck ile ayni anlama gelir. (harflerde) çıkıntı, kuyruk.
sakalını çekmek/yolmak, sakalından tutmak/yakalamak.
The hoodlums bearded the old man.
sakal takmak.
meydan okumak, karşı koymak/gelmek, karşısına çıkmak.
He had no courage to beard the opposition.
Sakal-ı Şerif Özel Isim, Din ve İnanç
gidip kafa tutmak, birinin üstüne yürüyüp meydan okumak, birisiyle açıkça yüzleşmek.
kuvvetli/nüfuzlu birine açıkça meydan okumak/karşı koymak.
kıllanmak Fiil
sakal bırakmak Fiil
top sakal
sakallanmak Fiil
Van Dyck = Vandyke ile ayni anlama gelir. sivri sakal.
sakallı olmak Fiil
sakalı olmak Fiil
top sakal bırakmak Fiil
sakal bırakmak Fiil