“biçiminde, biçimli, şeklinde, şekilli”.
ör.: cruciform. Son Ek
… bilgi formu İsim
… bilgi formu İsim
büyük defter hesabına benzeyen cetvel
hesap şekli
işe girerken doldurulan müracaat formu
iştirak taahhütnamesi
vekâletname örneği
banka formu
boş form
boş formüler
bütçe formu
ipotek formu
çekin düzenlendiği kanuni şekil
(Br) çek formu
hasar formu
talep formu İsim
takas formu
tahsilat formu
bir vasiyetnamenin
söz konusu vasiyetnamede vasiyeti tenfiz memuru diye adı geçenin tanıklığı ile vasiyetnamenin iptali
kabul edilen şekil
iş formüleri İsim
iletişim formu İsim
üzerine fasılasız yazılan bilgisayar printer kâğıdı
şirket biçimi
sigorta formu
döviz formu
yaprak Bilgi Teknolojileri
tahvil borç senedi formu
beyanname
şekil yönünden itiraz
dağıtım formu
taslak
dilekçe formu
takas formu
(Br) ilkokul birinci sınıf
şekil, tarz, nevi.
A new form of government. A different form of life. Various forms of energy.

in the form of: şeklinde. medicine
in the form of tablets (= in tablet form): tablet şeklinde ilâç.
İsim
biçim, suret, şekil.
I saw a form in the fog. İsim
beden, vücut, endam. İsim
(terzilerin prova için kullandıkları) model. İsim
kalıp.
a mould is a form. İsim
hal.
Water appears also in the forms of ice, snow and steam. İsim
yol, yöntem. İsim
(sanat) üslûp, tertip.
to use traditional forms. The effect of a work of litterature, art or music
comes from its form as well as its content.
İsim
sınıf, cins. İsim, Zooloji
tarz, düzen(leme), sıra, diziliş.
Your ideas are not in proper form. İsim
biçim: özdek ve içeriğin karşıtı; “Ne” olana karşıt olarak “Nasıl” olan. İsim, Felsefe
biçim: terimler ve önermeler arasındaki bağlantı. Biçim bakımından önerme olumlu ya da olumsuz, tümel ya da tikeldir. İsim, Mantık
usul, erkân.
in due form: usulü dairesinde. İsim
âdet, töre, teamül.
as a matter of form = for form's sake: âdet yerini bulsun diye.
What's
the form? Töre/âdet/teamül nedir?
İsim
fiş, formüler.
application form: müracaat fişi.
fill in/fill up/fill out an application form:
müracaat fişi doldurmak.
İsim
örnek belge. İsim
gelenek, an'ane.
Shaking hands is a form. İsim
(çok defa anlamsız) formalite, merasim.
as a matter of form: formalite icabı, âdet/formalite yerini bulsun diye. İsim
yöntem, usul. İsim
görgü, âdâbı muaşeret.
good/bad form: kibar/uygunsuz davranış.
It's a bad form (= not a good
form): Bu ayıptır, yapılmaz.
Such behavior is very bad form.
İsim
(a) linguistic form, (b) biçim: bir sözcüğün aldığı değişik şekillerden herbiri. Örneğin
talk
sözcüğünün biçimleri
talks, talked, talking' dir.
My and mine are possessive forms of “I”.
İsim, Gramer
(bina inşaatında) iskele, kalıp, kasnak. İsim
(ortaokulda) sınıf.
first form: orta bir(inci sınıf). İsim
(özel okullarda) sınıf.
the form room: dershane, sınıf.
Children who have just started school
go into first form, the oldest children are in the 6th form.
İsim
peyke, (arkalıksız) sıra. İsim
forma, kasnak.
lock up the form: kasnağı sıkmak. İsim, Matbaacılık
sabıka. İsim
şekillen(dir)mek, şekil/biçim vermek/almak, biçimlen(dir)mek.
School helps to form a child's character. Fiil
oluş(tur)mak, teşkil/teşekkül etmek.
Steam forms when the water boils. The ministers who form the
government. An idea formed in his mind.
Fiil
düzenlemek, tertiplemek, tertip etmek. Fiil
yapmak, kurmak.
The Prime Minister formed his cabinet.
to form a correct sentence: doğru tümce kurmak. Fiil
çıkmak, zuhur etmek. Fiil
hasıl etmek/olmak, husule gelmek/getirmek, peyda olmak/etmek, etmek, edinmek.
to form an opinion: fikir edinmek. Fiil
türetmek. Fiil, Gramer
diz(il)mek, saf olmak/teşkil etmek.
to form fours: dörder olmak.
to form lines: sıra olmak,
sıraya girmek.
to form a queue: kuyruk olmak.
Fiil, Askerlik2
edinmek.
form a habit: âdet edinmek.
form good habits. Fiil
biçim İsim, Dil ve Edebiyat
şekil İsim, Tekstil Sanayii
ortaklıklar kurmak; dernekler kurmak Fiil
kamplaşmak Fiil
kaymak bağlamak Fiil
kuşkuları olmak Fiil
form besleme Bilgi Teknolojileri
form doldurma
kümeleşmek Fiil
topaklaşmak Fiil
(Br) sınıf arkadaşı
patlak
şekil şartı İsim, Hukuk
rezerv oluşturmak Fiil
kabuklanmak Fiil
(Br) sınıf
dershane
bir navlun şeklini
yapısını değiştirmekle sağlanan veya artırılan yararlar
düzensiz şekil
teklifsiz
laubali
biçimlendirmek Fiil
adab-ı muaşeret
(Br) görgü kuralı
garanti formu
taksitli ödeme formu
çivi gibi
gelir vergisi beyannamesi
garanti sözleşmesi formu
ilk model
ilk biçim
soruşturma formu
bilgi formu
kayıt formu
gazete yaprağı
kanuni şekil
lisans formu
sıvı durum
(borsa) kabul formu
küçük sınıf
posta ile gönderilen soru formu
formalite gereği
haber formu
ipotek formu
bilgi formu
bildirim formu
formda
sipariş formu
organizasyon şekli
kılık
personel formu
(Br) en küçük sınıf
sigorta poliçesi formu
(Br) pembe form (İngiltere'de faaliyet gösteren borsalar ; bir şirketin halka sunduğu hisse senetlerinin
% 10'unu kendi çalışanları için ayırmasına iz
öngörülen form
sunuş formu
varaka
formül
matbu form
teklif formu
(genel kurul) vekâletname formu
satın alma formu
iş talep formu
soru formu
değerlendirme formu
alındı kâğıdı
makbuz formu
makbuz
kayıt formu
ibraname İsim, Hukuk
havale formu
kâr ve zarar cetveli
(sigorta) riziko formu
talep formu İsim
gerekli form
uygun form
talep formu İsim
rezervasyon formu
satış formu
okul sınıfı
(Br) sınıf
okulsınıfı
kapalı form
(banka) garanti formu
örnek
numune
formüler
kanuni şekil
standart form
kâr ve zarar tablosu İsim
kanunun öngördüğü biçim
kanuni şekil
cetvel halinde
cetvel biçiminde
biçim bulmak Fiil
biçim almak Fiil
vergi formu
telgraf formu
telgraf formu
makbuz formu
bankadan para çekme formu
blank form
form İsim
application form İsim
questionnaire İsim
fitness İsim
physical fitness İsim
shape İsim
figure İsim
pattern İsim
Top of Form ( TOF ) Bilgi Teknolojileri
form feed Bilgi Teknolojileri
form filling
filling up of form
to fill up a form Fiil
to fill out a blank Fiil
he is in form
requisite form
sealed form
printed form
prescribed form
standard form
requisite form

Biçim, şekil, sûret
Bir kuruluş tarafından belli bir amaçla ... için hazırlanmış basılı kâğıt