hedef pazar (pazarlamacının pazarlama çabalarını yöneltmek üzere kendisine hedef olarak aldığı bir grup tüketici
kabul edilmiş poliçelerin iskonto müesseseleri ve kambiyo simsarları tarafından alınıp satıldığı para piyasasının bir bölümü
yeni çıkarılan bir menkul değerin arz ve talebe göre borsa fiyatı belirlendikten sonra işleme tabi kılınması
resmi saatler dışında borsada listelenen menkul değerlerin gayri resmi alım satımı
en iyi fiyattan
fiyatların düşme eğilimi gösterdiği piyasa
fiyatların düşmekte olduğu piyasa
tahvil piyasası
canlı piyasa
fiyatların yükselmekte olduğu piyasa
fiyatların yükselme eğilimi gösterdiği piyasa
fiyat yükseldiği piyasa
otomobil piyasası
nakit piyasa
yiyecek içecek piyasası
Londra'daki uluslararası ana çarter piyasası
sömürge pazarı
AT pazarı
serbest piyasa
devlet tahvilleri piyasası
tüketim piyasası
turistik gemi seferi düzenleme piyasası
döviz piyasası
durgun piyasa
(Br .) iskonto piyasası (iskonto edilen senetlerin alınıp satıldığı piyasa
iskonto piyasası
(Br) para piyasasının
yerli piyasa
çok çeşitli mal bulunan piyasa
paranın bol olduğu piyasa
euro-kredi piyasası
(Br) Eurocurrency borsa
mahreç
üretim unsurları piyasası
borsada hisse fiyatlarının düştüğü hisse piyasası
cansız piyasa
finans piyasası
durgun borsa
kanatlanmakta olan pazar
dalgalanan piyasa
(US) ulusal borsalardaki olağan yöntemler kullanılmadan kote edilmemiş kıymetli kâğıtların simsarlar
ve müşteriler arasında özel olarak alınıp satıldı
alıcı ve satıcıların tam serbest rekabet edebildikleri piyasa
navlun piyasası
navlun borsası
bir malın ana piyasasına ilaveten varolan herhangi bir piyasa
vadeli işlem piyasası
(borsa) gelecek zamana ait piyasalar (gelecek bir zamanda belirlenmiş bir fiyattan mal alıp satma sözleşmesi
sabit faizli senetler borsası
mal piyasası
zahire pazarı
hububat piyasası
(US) belirli bir zamanda kıt olan
resmen ihraç edilmesinden önce bir menkul değere ilişkin ticaretin yapıldığı piyasa
borsada fiyatların düştüğü ve alıcıların ağır davrandığı durum
eksik rekabet piyasası
şirket tahvilleri borsası
sanayi ürünleri piyasası
iç Pazar
emisyon piyasası
hurda piyasası
iş gücü piyasası
cansız piyasa
sınırlı pazar (borsada , belirli bir menkul değerin büyük bölümünün birkaç kişi ya da kurumun elinde
bulunmasından , bu menkul kıymetin alımı ve satım
borç alma piyasası
kredi piyasası
pazar.
There is a fruit and vegetable market here every Saturday.
market basket: pazar
sepeti.
market day: pazar kurulduğu gün, çarşı/pazar günü.
market garden: bostan.
market gardener: bostancı.
market gardening: bostancılık.
Common market: (Avrupa) Ortak Pazar(ı).
open market: açık pazar, serbest piyasa.
İsim
çarşı, pazar yeri, hal.
street market: sokakta kurulan pazar. İsim
dükkân, mağaza.
meat market: kasap dükkânı.
fish market: balık pazarı, balıkçı dükkânı. İsim
piyasa, borsa.
the cotton market: pamuk borsası.
a bad market: düşük piyasa.
bear market:
kötümser piyasa.
black market(eer): kara borsa(cı).
bull market: iyimser piyasa.
corn/grain market: hububat borsası.
dull market: durgun piyasa.
home market: iç piyasa.
lively market: canlı/hararetli piyasa.
money market: para borsası.
stock market: borsa.
wholesale market: toptancı borsası/piyasası.
world market: dünya piyasası.
world coffee market: dünya kahve piyasası.
corner the market: (bir malı) piyasadan kaldırmak.
market analysis: piyasa tetkiki.
İsim
müşteriler, alıcılar.
loose one's market: müşterilerini kaybetmek. İsim
ticaret, alışveriş.
go marketing: alışverişe/pazara gitmek. İsim
(bir mala karşı) istek, talep.
There was not enough cheese to supply the market: Talebi karşılayacak
kadar peynir yoktu.
find a ready market: (bir mala) çok talep olmak, revaç görmek.
There is a ready market for small cars.
have a good market for sth: bir şeye çok talep olmak.
İsim
pazar (=muhtemel alıcılar/müşteriler topluluğu).
Afrika is a new market for many products. İsim
cari fiyat, piyasa değeri.
The market has risen: Fiyatlar yükseldi.
The market is falling:
Fiyatlar düşüyor.
at a market price: piyasa fiyatına, cari fiyat üzerinden.
İsim
satınalmak, alışveriş yapmak.
to go marketing: alışverişe/pazara gitmek. Fiil
piyasaya çıkarmak/sürmek, satışa çıkarmak/arzetmek.
The firm markets many types of goods. Fiil
satmak.
He cannot market the goods he makes. The inventor is trying to market his new product. Fiil
pazar İsim, Rekabet Hukuku
piyasa İsim, Rekabet Hukuku
pazarlamak Fiil, Reklamcılık
borsa acentesi
(yatırım fonu) değerlendirme yöntemi
piyasa değerlendirmesi
piyasa trendini ve şartlarını gösteren belli başlı kıymetli kâğıtlar barometresi
borsa da fiyatların birden düşmesi
bir şirketin cari piyasa fiyatlarıyla tüm menkul kıymetlerinin değeri
piyasa değeri Bankacılık
borsa bülteni
piyasa telafisi
pazar temerküzü
pazar yaygınlık payı
borsa günü
pazar kurulan gün
tüccar
piyasa derinliği
pazar vergisi
alıcılar ve satıcıların mevcut fiyatlar üzerinden alım satım yapmayı bıraktığındaki piyasa durumu
piyasa sondajı
piyasa faktörleri (nüfus , aile sayısı , gelir
serbest piyasa kuralları İsim
piyasa tahmini
piyasa boşluğu
bostan
bostancılık
piyasa bilgisi
kısa vadeli borç senedi
piyasa önderleri İsim
fiyat düzeyi
bir menkul kıymet veya para cinsinin sürekli alım satımı için alış ve satış fiyatı saptayan simsar ya da banka
menkul kıymetler borsasının çöküşü
menkul kıymetler borsasının çöküşü
piyasa modeli
piyasa ilişkisi
piyasa gözlemi
piyasa işlemleri İsim
borsa spekülatörü
konjonktürün görünümü
pazar ortağı
arzın hiç değişmeyeceği kısa bir devre
piyasa durumu
pazar potansiyeli
piyasaya hâkim olma kuvveti
kambiyo kârı
uygun fiyata pazar alışverişi
piyasa fiyatı
piyasa kur oranı
piyasa raporu
piyasa konjonktür araştırmacısı
pazar tepkisi
inikâs
borsa da manevra yapan kişi
borsa manevrası
piyasa riski İsim, Bankacılık
borsa işlemlerinde böyle bir durum piyasa riskine bir örnek teşkil eder
piyasayı segmentlere (kesimlere) ayırma (piyasayı tanımlanabilir gruplara ayırma kuramı ve uygulaması
borsada esen hava
piyasa yapısı
piyasa gözetimi
çok kısa dönem
borsa örf ve âdetleri İsim
piyasa testi
(US) piyasa fiyatlarına göre yatırımını bir yatırım aracından öbürüne aktaran yatırım yöneticisi
en yüksek kâr
pazar şehir hrii
piyasa işlemleri İsim
piyasa trendi
pazar değerlendirme
piyasa değerlendirme
pazar değerlendirmesi
hal bekçisi
piyasanın düşük durumu
piyasa ağırlığı (değişik piyasa gruplarının tüketim biçimlerine göre reklam harcamalarının ayarlanması
ahenksiz borsa
tekel piyasası
belediye tahvilleri piyasası
hemen hemen hiç muamele olmayan borsa
spot piyasanın bir başka adı
borç senedi piyasası
borsada kote edilmemiş ve dolayısıyla piyasada işlem görmeyen değerli kâğıtların alışverişini yapanların yönettiği piyasa
petrol piyasası
az sayıda satıcının yer aldığı piyasa tipi
az sayıda teklif sahibinin bulunduğu piyasa
ticaretin gürültülü bir biçimde yapıldığı bu piyasalar çığlık piyasaları olarak bilinir
yabancı piyasa
dış pazar
açık pazar
(US) istikrarlı borsa kurları İsim
birincil piyasalar
ürün piyasası
(Br) bölgesel borsa
emlak piyasası
satın alamaya eğilimli pazar
reeskont piyasası
perakendeci piyasası
fiyatların yükseldiği piyasa
(hisse) yükselen piyasa
hisse fiyatlarının düştüğü piyasa
ikincil piyasa İsim, Bankacılık
ikinci el piyasası İsim, Bankacılık
hassas piyasa
(borsa) fiyatların düştüğü piyasa
dar hacimli ve hareket görmeyen menkul kıymetlerin ticaretinin yapıldığı piyasa
nakit piyasası (alıcının , hemen ya da mallara sahip olma hakkını veren belgeleri alır almaz ödemede
bulunması koşuluyla yapılan işlem piyasası
aşağıya ve yukarıya doğru fiyat hareketlerinin çok az olduğu ve genel fiyat trendinin gözlemlenemediği bir piyasa
dengeli piyasa (fiyatlar değiştiğinde mal satış hacminin çok az değiştiği piyasa
(Br) resmi borsa dışı piyasa
müsait piyasa (talep yüksek ve arz yetersiz olduğu için fiyatların artmakta olduğu piyasa
iyi gelişen iş
kote edilmiş menkul kıymetlerin borsa dışı simsarlar tarafından alınıp satıldığı borsa dışı piyasa
(borsa) ticaretin az olduğu piyasa
mal arzının az olduğu piyasa
fiyatların çok dalgalandığı bir piyasa
borsada resmi listeye alınmamış menkul kıymetlerin alınıp satıldığı piyasa (kişiden kişiye , ya da simsarlar arası alım satımlar
zayıf piyasa (satma isteğinin satın alma isteğinden daha çok olduğu piyasa
market
DIY store (do-it-yourself store)

Çeşitli eşyâ ve bilhassa yiyecek maddeleri ... kendisinin gördüğü büyük dükkan