acıklı bir sahne
olay yeri İsim
sahneye çıkmak Fiil
sahneye çıkmak Fiil
hazır bulunmak Fiil
box set İsim
birden sahne de belirmek Fiil
birden sahnede belirmek Fiil
manzara değişikliği
sahne değişikliği
son perde
sahneye/ortaya çıkmak, meydana atılmak.
This great leader came just on the scene when this country needed him.
ticari TV
suç mahalli Hukuk
olay yeri İsim
olay yeri inceleme İsim, Hukuk
aile sahnesi
bir sahneyi bir başka sahneye dönüştürmek Fiil
bitiş çekimi.
son sahne
mutlu aile ocağı manzarası
mutlu aile ocağı manzarası
konut piyasası
etkileyici sahne
olay yeri İsim
olayı X'de geçirmek Fiil
olay çıkarmak Fiil
(bir olaya/işe) katılmak, hazır bulunmak.
I'm too tired to make the scene, let's go home.
(a) bir yerde bulunmak.
Glad you could make the scene, man! (b) rezalet/gürültü çıkarmak.
Come, don't make a scene!
sahne düzenlemesi
(Fr) mizansen
mizansen İsim
seyircilere görünmeyen
olay yerinde, mahallinde.
A broadcast from Africa by a news reporter on the scene .
ilk sahne İsim, Psikanaliz
(a) olay çıkarmak, (b)
k.d. kıyameti koparmak.
sahneden/olay yerinden ayrılmak.
sahne. İsim
manzara, görüntü. İsim
(hayatta) gerçek olay/durum. İsim
gürültü, rezalet, utandırıcı olay. İsim
sahne, perde, oyunun bir bölümü. İsim, Tiyatro
olayın geçtiği yer. İsim
sahne dekoru.
scene painter: sahne dekoru ressamı.
scene shift: dekor değişimi.
scene
shifter: sahne dekorunu değiştiren kimse.
scene shop: dekor işliği.
İsim
sahne İsim, Dil ve Edebiyat
sahne modu İsim, Fotoğrafçılık
bir fiilin vuku bulduğu yer
bir kazanın vuku bulduğu yer
tahrip sahnei
tahrip sahnesi
yangın sahnesi
harekât sahnesi
manzara ressamı
dekor işçisi
(zemin) hazırlamak.
The unjust peace agreement set the scene for another war.
sahneyi değiştirmek Fiil
dikkati asıl konudan başka yere çekmek.
durumu hemen kavramak Fiil
sarsıcı yaşantı.
cinayet sahnesinin manzarası
bir oyundaki heyecanlı sahne