(saat) pandül yayı.
balance staff: pandül mili.
yaylı somya, alt yatak.
İsim
helezon yay, zemberek yay.
ilkbaharda soğuk dalgası
İsim
diyafram yayı
İsim, Ulaşım
ön yay bağlantısı
İsim, Ulaşım
regülatör kolu yayı
İsim, Ulaşım
(sıcak) kaplıca, ılıca (sıcaklığı 37°C'den fazla olan).
İsim
Barış Pınarı Harekatı
Özel Isim, Askerlik
Barış Pınarı Harekatı
Özel Isim, Askerlik
parabolik makas
İsim, Ulaşım
sarmal yay, helezonî yay.
sıçramak, zıplamak, (yay gibi) fırlamak, ileri atılmak.
spring at: sıçramak, üzerine atılmak/saldırmak.
spring back: geri sıçramak, tepmek.
spring forth: ileriye atılmak, sürüp meydana çıkmak.
spring in: içeri atılmak.
spring to one's feet: fırlayıp ayağa kalkmak.
Fiil
birden yapmak/söylemek/ortaya atmak.
to spring a joke.
Fiil
(şiir) şafak sökmek, (gün) başlamak.
Fiil
(fikir vb.) doğmak, (akla) gelmek.
An idea sprang to my mind.
Fiil
kemer halinde çıkmak.
Fiil, Mimarlık
fırlatmak, zembereğine dokunup salıvermek, (tuzak) kapatmak.
Fiil
(mayın) patla(t)mak.
Fiil
birdenbire meydana çıkarmak.
Fiil
zorlayıp sakatlamak, çatlatmak, patlatmak.
Fiil
eğilmek, bükülmek, çarpılmak, çıkmak, sürmek.
Fiil
kefaletle veya kaçırarak hapisten çıkarmak.
Fiil
(av kuşunu) ürkütüp kaçırmak.
Fiil
sıçrama, zıplama, fırlama, atılma.
İsim
sıçrayış, zıplayış, fırlayış, atılış, hamle.
İsim
esneklik, elâstikiyet, fırlama gücü/yeteneği.
İsim
başlangıç.
the spring of the life: hayatın başlangıcı/baharı.
İsim
memba, pınar, kaynak.
İsim
springing ile ayni anlama gelir. kemer ayağı
İsim, Mimarlık
seren veya kerestenin eğrilmesi/çatlaması.
İsim, Denizcilik
bahar+, bahara özgü.
spring flowers: bahar çiçekleri.
Sıfat
(gemi) su almaya başlamak.
The boat sprang a leak.
bir madeni patlatmak
Fiil
bir komployu açığa çıkarmak
Fiil
acele yeni seçime gitmek
Fiil
birine sürpriz yapmak
Fiil
birine bir sürpriz yapmak.
bahar güzeli
(Claytonia virginica): Baharda pembe-beyaz salkım çiçekler açan bir ot (Amerika).
(a) bahar pilici, (b) taze, (c) toy, genç, tecrübesiz kimse.
-den neşet etmek, hasıl olmak, zuhur etmek, (bir soydan) gelmek.
to spring from the aristocracy.
spring out: dışarı fırlamak.
spring upon: üstüne atılmak.
iyi bir aileden gelmek
Fiil
mütevazı bir aileden gelmek
Fiil
birini hapisten kaçırmak
Fiil
tanınmazken birden üne kavuşmak
Fiil
taze soğan
Gıda ve Mutfak
yeşil soğan
İsim, Gıda ve Mutfak
ilkbaharda satışların birden yükselmesi
birinden bir sterlin tırtıklamak
Fiil
bahar yarıyılı
İsim, Eğitim
(a) yeni ay ve dolunaydan hemen sonra meydana gelen yüksek met, (b) akın, hücum, tehacüm, bolluk, bir
şeyin en bol zamanı.
a spring tide of prosperity: servet/refah bolluğu.
birinin yardımına koşmak
Fiil
(sporda maç mevsimi başlamadan önceki) bahar idmanı/antrenman.
(a) birdenbire kalkmak, (b) (kısa zamanda) meydana çıkmak, türemek.
Industries sprang up in the suburbs. (c) başlamak, baş göstermek, (d) süratle yayılmak/sarmak/kaplamak.
kükürtlü maden suyu/kaplıca.
İsim
ilkbahar temizliği için bir odayı düzenlemek
Fiil