(alınan) bir yaradan ölmek
Fiil
alınan bir yaradan ölmek
Fiil
birinin yarasını pansuman etmek
Fiil
çıkış yarası (vücuda giren bir kurşunun çıkarken yaptığı yara
sathî/hafif yara: kemiğe/iç organlara işlemeyip yalnız etli kısmı etkileyen yara.
İsim
ateşli silah yarası
İsim, Tıp
kesici ve delici alet yarası
İsim, Tıp
hayatı tehlikeye sokan yara
yara, bere.
bullet/knife wound: kurşun/bıçak yarası.
rub salt to someone's wound: birinin yarasına tuz sürmek.
İsim
incinme, rencide olme, gönül yarası.
a wound to her pride: izzeti nefis yarası.
İsim
yaralamak.
The shot wounded his arm. He wounded him in the arm.
Fiil
incitmek, gücendirmek, rencide etmek, kalbini kırmak.
Fiil
birinin gururunu kırmak
Fiil