1. namevcut, yok, gaip, noksan, hazır bulunmayan.
    Why were you absent in school?
    Long absent soon
    forgotten: Gözden ırak, gönülden de ırak.
    The absent is always in the wrong: Hazır bulunmayan daima haksız çıkar.
    In this animal the teeth are absent: Bu hayvanın dişleri noksan.
  2. dikkatsiz, dalgın, unutkan.
    absent-minded: unutkan.
    absent mindedness: unutkanlık.
    absent
    mindedly: unutkanlıkla, dalgınlıkla.
  3. çekilmek, çekilip gitmek, hazır bulunmamak.
    to absent oneself from home: evde bulunmamak, evden ayrılmak.
namevcut olmak Fiil
gaybubet etmek Fiil
yokluğu fark ediliyordu
gelinmeyen saatler İsim
bir öğrenciyi namevcut yazmak Fiil
...'in mevcut olmadığı durumlarda Zarf, Hukuk
…in mevcut olmaması şartıyla Zarf
…in mevcut olmaması halinde Zarf
hastalık yüzünden namevcut
çağrının otomatik olarak önceden ayarlanmış başka bir numaraya ya da sırasıyla başka numaralara aktarılma olanağı
bir dahili hat cevap vermediğinde çağrının, otomatik olarak, sırasıyla önceden ayarlanmış başka numaralara yönlendirilmesi
bariz hata bulunmaması şartıyla
açık hata bulunmaması şartıyla Zarf, Hukuk
gaybubet etmek Fiil
(mahkeme) huzuruna çıkmamak Fiil
bir yerden gitmek Fiil
bir toplantıya katılmamak Fiil
toplantıya katılmamak Fiil
(US) oylamaya gelmeyen seçmen
oylamaya gelmeyen seçmen
: izinli.
izinsiz görevden ayrılan kimse.
asker kaçağı.
okul kaçağı.
firarî Sıfat, Askerlik
okula gitmemiş olmak Fiil
okula gitmemiş (namevcut) olmak Fiil
hastalık nedeniyle gelmemek Fiil
mazeretsiz bir yerde bulunmamak Fiil
bir yerde mazeretsiz olarak bulunmamak Fiil
bir yerde mazeret siz olarak bulunmamak Fiil
izni olmadan (işe) gelmemek Fiil
namevcut bir kimsenin temsilcisi
gönülden ırak