1. İsim temkin
  2. ihtiyat, dikkat, sakıntı, sakınma, basiret, tedbir, uyanıklık.
    Proceed with caution: Dikkatle
    ilerle.
    To do something with great caution: Bir işi büyük bir dikkat ve ihtiyatla yapmak.
  3. uyarı, uyarma, ikaz, ihtar, nasihat, öğüt, azar(lama), gözdağı, numunei imtisal.
    to inflict a punishment
    as a caution to others: başkalarına örnek (gözdağı/numunei imtisal) olacak bir ceza vermek.
  4. garip/acayip kimse/şey.
    She's a caution. Some shoes you see these days are a caution.
  5. uyarmak, ikaz/ihtar etmek, sakınmasını/dikkatli/ihtiyatlı olmasını söylemek, nasihat etmek, öğüt vermek.

    The police cautioned us about the icy roads.
  6. tehdit etmek.
temkinli Sıfat
dikkatli olunmasını tavsiye etmek Fiil
temkin tavsiye etmek Fiil
temkinli olmayı tavsiye etmek Fiil
dikkatli olunmasını öğütlemek Fiil
tüketici çekingenliği
dikkatli araba sürmek Fiil
haber verilmeden satılmaması için tapu dairesine bir belge tevdi etmek Fiil
haber verilmeden satılmaması için tapu dairesine belge verilmesi
ipotek kaydı
borsada hafta sonu çekingenliği
ihtiyatlı olmayı önermek Fiil
tapu siciline geçici kayıt yapmak Fiil
dikkatle ayak basmak Fiil
tedbirli davranma
bir mahpusa ihtarda bulunmak Fiil
dikkat levhası İsim
dikkat ! araç çıkabilir
geçici teminat
bir davadaki tanığın masraflarının geri ödenmesi
bir mukavele hükümlerini teminat altına almak için yapılan teminat ödemesi
kefalet
kaparo
depozito
teminat
(Br) depozito
pey akçesi
yeni yatırım konusunda çekingenlik
birini bir şeye karşı uyarmak Fiil
tarafları aydınlatıcı bilgi vermek Fiil
bir şeyi başkalarına örnek olsun diye yapmak Fiil
tedbiri elden bırakmak Fiil
(Br) kefile haber vermeden arazi veya mülkün satılmasını önlemek için tapu dairesine belge vermek Fiil
bir şeye karşı tedbir almak, dikkatli davranmak.