1. çın-çın: âhenkli zil.
  2. melodi, müzik, âhenkli ses.
  3. âhenk, uyum, akord.
  4. âhenkle (çan) çalmak.
    The tower bells chime every hour.
  5. âhenkli/müzikal ses çıkarmak.
  6. şarkı söyler gibi âhenkle konuşmak.
  7. âhenk/uyum sağlamak.
    The scenery chimed perfectly with the eerie mood of the play.
  8. =
    chimb = chine,
    is. fıçı/varil ağzı, fıçı kapağı oluğu.
söze karışmak, sözü keserek konuşmaya katılmak (çoğunlukla aynı fikirde olduğunu bildirmek için).
uymak, âhenk sağlamak.
Does the president's ideas chime in with yours?