1. taslamak, yalandan/mahsus yapmak, … gibi görünmek, … süsü vermek/tavrı takınmak.
    He pretended sleep
    when his mother called him. She wasn't really crying, she was only pretending.
    to pretend illness: yalandan hastalanmak, temarüz etmek.
    to pretend to be a scholar: bilginlik taslamak.
  2. taklit etmek, benzetmek, uydurmak, sahtesini yapmak.
  3. iddia etmek, iddiada bulunmak.
    I don't pretend to be a musician.
  4. inandırmak, … izlenimini/intibaını vermek.
  5. pretend to: gaye edinmek, arzu etmek, göz dikmek.
  6. (çocuk dilinde) yalancıktan, hayalî, düzmece.
bilmezlikten gelmek Fiil
masumiyet iddiasında bulunmak Fiil
masumiyet masumluk iddiasında bulunmak Fiil
duymamazlıktan gelmek Fiil
duymazlıktan gelmek Fiil
işitmezliğe getirmek Fiil
işitmezlikten gelmek Fiil
oralarda olmamak Fiil
görmezlikten gelmek Fiil
anlamazlıktan gelmek Fiil
tegafül etmek Fiil
hastalık numarası yapmak Fiil
hak iddia etmek/ileri sürmek.
to pretend to the throne: Saltanat(ta hak) iddia etmek.
doktor geçinmek Fiil
hasta numarası yapmak Fiil
temaruz etmek Fiil
kibarlık taslamak Fiil
çok meşgul görünmek Fiil
bir şey yapar görünmek Fiil
tahtta hak iddia etmek Fiil
numara yapmak (argo) Fiil