Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. avla(n)mak, ava gitmek/çıkmak, av peşinden gitmek.
  2. hunt down: kovalamak, peşine düşmek, (yakalayıncaya kadar) peşini bırakmamak.
  3. (bir yeri) iyice aramak.
  4. (av maksadıyla) bir yeri arayıp taramak, av arayarak dolaşmak.
  5. (atı/köpeği) av peşinden koşturmak, av peşine düşürmek.
  6. (avda) çan çalma sırasını değiştirmek.
  7. soruşturmak.
  8. (sabit bir nokta etrafında bir sağa bir sola) salınmak, sabit bir kararda değil kâh hızlı kâh yavaş işlemek.
  9. avlama, ava çıkma/gitme, avcılık.
  10. ara(ştır)ma.
    the hunt is on for … : … aranıyor/aranmakta.
    The police is on the hunt for burglar:
    Polis, hırsızı arıyor/ hırsızın peşinde.
  11. takip, kovalama.
  12. avlak, av sahası.
  13. av, şikâr.
  14. avcılar (topluluğu/kulübü).
  15. (çan çalmada) 5 ilâ 12 çanın çalış sırasını değiştirme.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

hunting
avcılık İsim, Avcılık
hunting rifle
av tüfeği İsim, Avcılık
witch-hunt
cadı avı İsim, Sosyoloji
(animals) to hunt
vurmak Fiil
canned hunt
örgütler tarafından avlanacak olan hayvanların sağladığı
canned hunt
(US) kapalı arazi avı
canned hunt
çevresi parmaklıklarla çevrili alandaki vahşi hayvan avı
dollar hunt
dolar avı
find something after a long hunt
uzun arayıştan sonra bulmak Fiil
fox hunt
tilki avı. İsim
head- hunt
yönetici gibi yüksek düzeyde görev yapabilecek kişileri istihdam etmek için arama
house- hunt
ev aramaya çıkmak Fiil
job hunt
iş arama
out of the hunt
başarı şansı kalmamış
snipe hunt
birinin eline torbayı verip av bekletmek suretiyle yapılan şaka.
talent hunt
kabiliyet arama
treasure hunt
define arama, saklanmış bir şeyi bulma oyunu.
witch hunt
âsileri sindirme: düzene baş kaldıranları bulma/yakalama hareketi. İsim
hunt a trail
bir izin peşinden gitmek Fiil
hunt after fortune
servet peşinde olmak Fiil
hunt after glory
şan şeref peşinde olmak Fiil
hunt at force
köpeklerle avlanmak Fiil
hunt curios
antika eşya aramak Fiil
hunt down a criminal
bir suçluyu yakalayıncaya kadar peşini bırakmamak Fiil
hunt for a criminal
suçluyu aramak Fiil
hunt from the village
köyden kovmak Fiil
hunt high and low
her yeri aramak, aramadık yer bırakmamak.
She hunted high and low for the missing ring.
hunt high and low for a missing will
kayıp bir vasiyetnameyi köşe bucak aramak Fiil
hunt out an old diary
eski bir hatıra defteri eline geçmek Fiil
hunt someone down
birine tuzak kurmak Fiil
hunt up a new room
yeni bir oda aramak Fiil
hunt up old friends
eski dostları aramak Fiil
hunt up old records
eski kayıtları araştırmak Fiil
hunt up/out
aramak, araştırmak, arayıp bulmak.
I'll hunt up another tennis racket.
hunt upon the stop
bir işi gönülsüz yapmak Fiil
hunt upon the stop
dura dura aramak Fiil
hunt upon the stop
ağır ağır
hunt'sup
avcı borusu: sabahleyin avcıları uyandırmak için çalınan kıvrak hava. İsim
hunt'sup
kalk borusu. İsim
rise from the grave and hunt people
hortlamak Fiil
run with the hare and hunt (ride) with the hounds
Tavşana kaç, tazıya tut demek.
Run with the hare and hunt with the hounds
Tavşana kaç, tazıya tut demek. (Zıt iki fikrin ikisini de kabul etmek).
to run with the hare and hunt with the hounds
tavşana kaç tazıya tut
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.