bütün takatını tüketmek
Fiil
(beyzbol) yanma, oyun dışı edilme.
İsim
bir tekneyi demirlemek
Fiil
her çareye başvurarak birini kurtarmaya çalışmak
Fiil
yüzde beşten yatırmak
Fiil
emekliye ayırmak faize yatırmak
Fiil
(başkalarının fikrini/maksadını vb.) yoklamak/anlamaya çalışmak, nabız yoklamak, ağız aramak.
I'm putting out feelers to see if he'd like to come and work for us.
kurusun diye çamaşır asmak
Fiil
parayı faize yatırmak
Fiil
bir kredi konsorsiyumundan çekilmek
Fiil
(gemi) hizmetten almak
Fiil
utandırmak, mahcup etmek.
servis dışı bırakmak
Fiil
yolunun üzerinden kaldırmak
Fiil
kullanım dışı bırakmak
Fiil
birini çıraklığa vermek
Fiil
(a) otlatmaya çıkarmak, (b)
k.d. emekliye ayırmak, (yaşlı/eski olduğu için) çalışmasına son vermek.
It's about time to put our old car to pasture and get a new one: Eski arabamızı emekliye ayırıp yenisini almanın zamanı geldi.
denize açılmak, deniz seyahatine çıkmak.
etkisiz hale getirilmek
Fiil, Askerlik
işlemez hale gelmek
Fiil, Askerlik
faal olmayan bir göreve aktarılmak
Fiil
hastalığı onun işinden altı hafta alıkoydu
hükümeti görevden uzaklaştırmak
Fiil
bir gemiyi hizmet dışına çıkarmak
Fiil
parasını ödünç vermek
Fiil
parasını faize yatırmak
Fiil
(birisi için) zahmete/masrafa girmek, sıkıntıya katlanmak.
birinin ayağını kaydırmak
Fiil
birine sorun çıkarmak
Fiil
birinin başını belaya sokmak
Fiil
birini safdışı etmek
Fiil
birinin pestilini çıkarmak
Fiil
birini şaşkına çevirmek
Fiil
itidalini kaybettirmek
Fiil
birini şaşkına çevirmek
Fiil
birini sefaletten kurtarmak
Fiil
birini oyun dışı bırakmak
Fiil
birini yolundan çekmek
Fiil
birinin pabucunu dama at(tır)mak, burnunu kırmak, ilgiyi kendi üzerinde toplayıp birini kıskandırmak.
His nose was put out of joint: Burnu kırıldı; pabucu dama atıldı.
(a) ayağını kaydırmak, pabucunu dama at(tır)mak, burnunu/gururunu kırmak, (b) birinin ümitlerini kırmak,
plânlarını akamete uğratmak.
birisinin ocağını söndürmek/teşebbüsünü akamete uğratmak.
birşeyi piyasaya sürmek
Fiil
bir işi şirket dışına vermek
Fiil
birşeyi dışarı çıkarmak
Fiil
birşeyi satışa sunmak
Fiil
birşeyi dışarı atmak
Fiil
bir işi dışarıya vermek
Fiil
şirket dışından kişileri görevlendirmek
Fiil
işlemez hale getirmek
Fiil, Askerlik
etkisiz hale getirmek
Fiil, Askerlik
bir şeyi tedavülden çekmek
Fiil
bir şeyi tehlikeden uzaklaştırmak
Fiil
unut(tur)mak, aklından çıkarmak.
bir şeyi kafasından atmak
Fiil
bir şeyi birinin ulaşamayacağı yere koymak
Fiil
gemiyi hizmet dışına çıkarmak
Fiil
(a) (hayvanı) çobana katmak, çayıra/otlağa/otlamaya göndermek/çıkarmak.
Put/turn a horse out to grass:
atı çayıra çıkarmak. (b)
k.d. (birisini mecburen) emekliye ayırmak.
altüst etmek, allak bullak etmek, bozmak.
(beyzbol) yanma, oyun dışı edilme.
İsim