roping -> rope

  1. İsim, Tekstil Sanayii sicim
  2. İsim ip, halat, kendir, urgan.
  3. İsim kement.
  4. İsim idam (cezası).
  5. İsim ip gibi, ipe dizilmiş şey.
    a rope of tobacco.
    rope of pearls: inci gerdanlık.
  6. İsim sıvı içinde ipliksi yapışkan oluşum.
    ropes of slime.
  7. Geçişsiz Fiil iple/halatla bağlamak.
  8. Geçişsiz Fiil
    rope off: iple çevirmek, sınır çekmek.
    He roped off the arena.
  9. Geçişsiz Fiil kementle yakalamak.
takatinin/tahammülünün üstünde, hadden aşırı.
be at the end of one's rope: çaresiz kalmak, bıçak
kemiğe dayanmak, takati/tahammülü tükenmek.
Halat, urgan, kınnap ve ağ imalatı (NACE kodu: 13.94) İsim, Sanayi ve Zanaatler
çan/zil ipi: tutup çekerek çan veya zili çalmaya yarayan ip. İsim
yelken takviye halatı: sağlamlaştırmak için yelkenin etrafına dikilen halat. İsim, Denizcilik
sağlam halat. İsim
bağlama halatı: gemide eşyaların birbirine çarpmaması için kullanılan halat. İsim
roda Denizcilik
bir şeyi çekmek için kullanılan ip
çamaşır ipi
birini hareketlerinde serbest bırakmak Fiil
gemide güvenlik ipi
(balondan sarkıtılan) yönetme halatı. İsim, Havacılık
açavele, yük kaldıran halatı yan tarafa çekmek için kullanılan ip. İsim, Denizcilik
çekme ipi
kolay kazanılan para,
argo anafor.
ip atlama. İsim
atlama ipi. İsim
(Manila kenevirinden yapılmış) halat, kendir.
kolay/zahmetsiz kazanılan para.
gergi
sağa bükülmüş halat. İsim
bocurgat kablosu İsim
darağacı ipi
(birine) aşırı imkân tanımak, sonu felaket olabilen serbest davranışlarına göz yummak, serbest/başıboş
bırakmak, kendi haline terketmek.
çekme halatı
çekme halatı
kasnak halatı
tel halat, tel kablo.
façuna Denizcilik
roband İsim
cambaz
(a) aldatmak, kandırmak.
Jo let the big boys rope him into stealing some apples. (b) kandırarak yardımını sağlamak.
katılmaya ikna etmek birini işe koşmak Fiil
ip merdiven. İsim
inci dizisi
kordon altına almak Fiil
(a) birini kandırıp yardımını/desteğini sağlamak.
Mary was roped in to help her mother. (b) aldatmak,
faka bastırmak, tuzağa düşürmek.
The company ropes in high school students to sell magazine subscription by telling them big stories how much money they can earn.
kayakçıların elle tutundukları motorlu çekme halatı
taşıma sağlayan
Sabrım tükendi. Cümle, Deyim
Tahammülüm kalmadı. Cümle, Deyim
Dayanamıyorum artık. Cümle, Deyim
Katlanacak gücüm kalmadı. Cümle, Deyim
Burama kadar geldi. Cümle, Deyim
birine yardım etmek Fiil
birinin yanlışlarını düzeltmemek, hata yapmasına göz yummak, sonu felakete giden tutumunda serbest bırakmak.

Give him enough rope and he will hang himself: Bırak kendi haline, sonunda belasını bulacak. (kendi ipini kendi eliyle çekecek).