birçok parçalardan kurulmuş/yapılmış (geminin herhangi bir parçası).
built frame. built spar.
Denizcilik
güzel endamlı, yakışıklı.
She sure is built!
endam, güzel/mütenasip vücut.
That's some built on that new secretary: Yeni sekreterin endamı güzel mi güzel!
huy, tabiat, karakter.
I am built that way: Ben böyleyim/Benim huyum/karakterim budur.
I am not built that way: Bu benim tabiatıma uymaz/Karakterim buna müsait değildir.
Milli Savunma Bakanlığı izniyle inşa edilmek
Fiil
hastaneye yeni pavyon eklemek
Fiil
inşaat alanı
İsim, İnşaat
kendiliğinden avantajları olan
bilgisayarın kendi donatım sistemi içindeki kontrol mekanizması
bilgisayarın satın alınması ile birlikte verilen ve kendiliğinden devreye giren bilgisayar programları
İsim
bir bölgeyi imar etmek
Fiil
(teknelerle ilgili olarak) tahta ya da metal kaplamaları birbiri üzerine bindirilmiş
kötü malzeme kullanarak yapmak
Fiil
(evleri , binaları , vb) derme çatma inşa etmek
Fiil
(Br) amaca uygun yapılmış