-ways

ways

gemi kızağı

ways

kızak

achieve something by oblique ways

bir şeyi dolambaçlı yollarla elde etmek Fiil

amend one's ways

davranışlarını düzeltmek Fiil

be at the parting of the ways

yol ayrımında bulunmak Fiil

behave in diametrically different ways

zıtlaşmak Fiil

business ways

iş olanakları İsim

come your ways

Sen kendi işine bak! Bırak onun yakasını! Vazgeç! Aldırma!

committee of ways and means

(Br) İngiltere'nin maliyesini denetleyen Avam Kamarası'na bağlı kurul

contrive ways and means

hal çaresi bulmak Fiil

crooked ways

sahtekârlık

cut both ways

hem iyi hem kötü (etkileri) olmak.

cut two ways

hem iyi hem kötü (etkileri) olmak.

day's ways

gündelik

disturbance of ways

yolun tıkanması veya saban

face both ways

her iki tarafı da idare etmek, tavşana kaç tazıya tut demek, hem nalına hem mıhına vurmak.

get rich by devious ways

dolambaçlı yollardan zengin olmak Fiil

go back to one's old ways

eski alışkanlıklarına dönmek Fiil

ground ways

kızak

ground ways

(deniz) kızağın üstünde hareket ettiği zemin

ground ways

sabit kızak

have it both ways

her iki olanağı eli altında tutmak Fiil

have no knowledge of the ways of the world

dünyayı tanımamak Fiil

imitation of European ways

alafrangalık

in several ways

birçok bakımdan

know sb's little ways

birinin çevirebileceği dolapları bilmek Fiil

launching ways

gemi kızağı

legitimate ways and means

meşru vasıta ve yollar İsim, Hukuk

live small ways

gösterişsiz şekilde yaşamak Fiil

mend one's ways

durumunu düzeltmek Fiil

mend one's ways

nefsini ıslah etmek Fiil

mend one's ways

yola gelmek Fiil

mend your ways

Davranışlarına dikkat et.

no two ways about it

seçenek yok

not by a long ways

asla, kat'iyen.

not to get a word in edge ways

birinin sözlerini boğazına tıkamak Fiil

not to get a word in edge ways

birinin sözlerini boğazına tıkmak Fiil

not to get a word in edge ways

ağız açtırmamak

one who follows in his master's ways

çömez

read both ways

iki anlama da gelebilmek

several ways

ayrılmış yollar İsim

sliding ways

kızak

slip back into one's old ways

eski alışkanlıklarına dönmek Fiil

split something three ways

birşeyi üçe bölmek Fiil

split something three ways

birşeyi üç kişi arasında paylaştırmak Fiil

stand in the ancient ways

eski alışkanlıklara bağlı kalmak Fiil

ways and means

çeşitli araçlar/vasıtalar, özellikle malî kaynaklar bulma yolları.
Committee of Ways and means: Bütçe Encümeni.

ways and methods

yol ve yöntem İsim

work both ways

hem olumlu hem olumsuz etkiye sahip olmak Fiil

work both ways

iki türlü de etkili olmak Fiil

work both ways

iki yönlü olmak Fiil

work both ways

karşılıklı olmak Fiil