Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. “-li/lı/lü/lu”: Fransız, İspanyol, İtalyan ve Portekiz şahıs adlarının başına gelerek nereli olduğunu
    gösterir.
    Tartarin de Tarascon: Taraskonlu Tartaren
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

de facto recognition
fiili tanıma İsim, Uluslararası Hukuk
de jure recognition
hukuki tanıma İsim, Uluslararası Hukuk
de diversification
bir şirketin faaliyet gösterdiği muhtelif iş alanlarından bazılarını terk etmesi
de escalate
şiddetini azaltmak Fiil
de escalate
azalmak Fiil
de escalate
hafifletmek Fiil
de escalate
önemini yavaş yavaş kaybetmek Fiil
de facto
bilfiil/fi'len mevcut, hakikî, gerçek, var (olan), edimli, eylemli, fiilî.
a de factode facto government.
a de facto state of war.
de facto
gerçekte, hakikatte, edimli olarak, filhakika.
de facto corporation
fiilen mevcut ve faaliyette olan
de facto corporation
ancak hukuken mevcut olabilmek için gerekli koşul ve formaliteleri yerine getirilmemiş olan şirket
de facto court
sonradan fesholunan ya da fiili bir hükümetçe oluşturulan mahkeme
de facto court
fiili mahkeme
de facto court
anayasaya aykırı bir kanuna tevfikan kurulmuş
de factosituation
fiili durum İsim
de fide
iman ile (Katolik kiliselerinde kullanılan ve dinî emirlerin tanrısal karakterini ve bunlara inanma zorunluğunu belirten ifade).
de jure
kanunen, hükmen, yasal/meşru/haklı olarak.
de jure and de facto
hukuki ve fiili Sıfat, Hukuk
de longue haleine
(Fr) uzun ve yorucu çalışma
de luxe
görkemli, gösterişli, muhteşem, ihtişamlı, lüks.
de luxe
ihtişamla, gösterişli/muhteşem/lüks bir şekilde.
de marketing
talebi karşılamak üzere yetersiz miktardaki malların tahsisi
de minimis
gözardı edilebilirlik İsim, Rekabet Hukuku
de novo
yeniden, yeni baştan, tekrar, yine.
de profundis
derinden, derunî, içten/kalpten gelen (üzüntü, keder, teessür vb.).
de profundis
bazı Hristiyan mezheplerinde cenaze töreninde okunan bir mezmur.
de règle
usulen, kurala/kaideye uygun olarak.
de rigueur
zorunlu, mecburî, zarurî, toplumsal kuralların gerektirdiği.
de trop
fazla, aşırı, lüzumundan fazla, lüzumsuz, pek ziyade, pek çok.
deposition de bene esse
tanık mahkemedeymiş gibi duruşma sırasında okunacak ifade
actio de dolo malo
bu dava yalnız hileyi yapana ya da bu fiilden yararlananlara karşı açılabilir
actio de peculio
bir tarafın ayrı mülkü (peculium) ile ilgili dava
actio de pecunia constituta
ödenmesi taahhüt edilmiş bir para için açılan dava
actio de tigno juncto
bir kimsenin kendi binasında bir başkasının yaptığı bir inşaat işinde kullandığı malzeme ile ilgili dava
agent de change
Paris veya İsviçre bankalarındaki simsarlar
agent de change
Brüksel
annexation de facto
fiilen ilhak
boite de nuit
(Fr) gece kulübü
bureau de change
Kambiyo Ofisi
bureau de change facilities
kambiyo servisi
contrat de majorite
(Fr) bir hükümeti iktidara getiren meclis üyelerinin belirli bir süre o hükümetin alacağı tüm önlemleri
destekledikleri politik bir sistem
control something de jure or de facto
bir şeyi meşru veya fiili olarak kontrol etmek Fiil
corporation de facto
(US) hatalı kurulmuş olmasına karşın sonradan kanuni kimlik kazanan şirket
crême de la crême
(Fr) kremanın kreması
crême de la crême
toplumun doruğundakiler
crême de la crême
seçkinler
creme de menthe
nane likörü
cri de coeur
(Fr) yürekten haykırış
cri de coeur
protesto
cri de coeur
tutkulu yalvarma
diplomate de carriere
(Fr) kariyer diplomatı
diplomate de carriere
profesyonel diplomat
domicile de facto
fiili ikametgâh
edition de luxe
(bir kitabın , vs .) lüks baskısı
esprit de notaire
gereksiz ayrıntılarla aşırı uğraşma eğilimi
executor de son tort
yetkisiz vasiyeti tenfiz memuru
fin de siecle
çökmüş
fin de siecle
(Fr) 19'uncu yüzyılın sonu ile ilgili
government de jure
anayasaya uygun olarak kurulmuş yasal hükümet
habitué de la maison
bar
habitué de la maison
(Fr) bir lokanta
habitué de la maison
vs'nin devamlı müşterisi
joi de vivre
(Fr) yaşama sevinci
maison de societé
umumhane
mont de piété
(Fr) çalışmasına kamu yetkililerince izin verilmiş rehinci dükkânı
pate de fois gras
kaz ciğeri ezmesi
permis de séjour
ikamet izni
Rio de Janeiro
Rio de Janeiro İsim, Yer İsimleri
secret de polichinelle
(Fr) gizliliği olmayan bir sır
tenues de ville
(Fr) kent giysileri İsim
train de luxe
yolcuların rahatı için hiçbir masraftan kaçınılmamış bir tren
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. also
  2. at
  3. in
  4. too
  5. upon
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

ikide bir
frequently Zarf
ABD'de
certified accountant
ABD'de
little old ladies in tennis shoes
adam sen de
never mind ! take it easy
ben de
same here
bir de
add to that Zarf
bir de
besides
bir de
add to this Zarf
Bristol'de
at bristol
da de
also
da de
too
da de
and
da de
both
gene de
but still
gene de
anyway
gene de
at the same time
gene de
all the same
gene de
yet again
gene de
however
gene de
just the same
hadi canım sen de
like hell
hadi canım sen de
get along with you !
haydi canım sen de
come along
hem de
also
hem de
nay
hem de
too
hem de
more importantly Zarf
hem de
more important Zarf
her ikisi de
both
ille de
necessarily Zarf
İngiltere'de
marriage personal allowance
İngiltere'de
chartered accountant
İngiltere'de
personal allowance
İngiltere'de
statutory report
ise de
albeit
ise de
although
ise de
whether
ne de
nor
ve ne de
nor
yine de
for all that Zarf
yine de
even so Zarf
yine de
but
yine de
nevermore
yine de
anyway
Yine de
Be that as it may Zarf
deve de kulak
a drop in the bucket
...'de ... eksik
... is missing from ...
...'de elde edilen gelir
income arising in ... İsim, Ekonomi
...'de geçmek
to be set in ... Fiil, Sanat
...'de ısrar etmek
to persevere in ... Fiil
...'de mesafe katetmek
to make strides in ... Fiil
...'de olduğu gibi
as is the case with ...
...'de sebat etmek
to persevere in ... Fiil
...'de tifüsün sık görülmesi
prevalence of typhus in ... İsim, Tıp
...'in de etkisiyle
including as a result of ... Zarf
32 derece de donmak
to freeze at 32 degrees Fiil
ABD'de sade vatandaş
john q public
ahit de vefa
pacta sunt servanda
apartotel de denilir
hotel garni
aynen ...'de olduğu gibi
just like with ... Zarf
aynı şekilde ve de
likewise
Ben de anlamadım.
I'm at a loss.
bir de bu çıktı
add to my work
birden sahne de belirmek
to burst on the scene Fiil
bütçe de kesintiler yapmak
to trim a budget Fiil
büyümüş de küçülmüş
precocious Sıfat
cenaze de söylenen vaaz
funeral sermon
daire de oturan
flat dweller
'de çalışmak
to engage in Fiil
'de eğitilmiş
instructed in
'de mukim
domiciled in
'de teslim
delivered at
dinlemek de kalma
(telephone) stand by
el de kalan mallar
goods left on hand İsim
geri de bırakmak
to pass Fiil
geri de bırakmak
to leave behind Fiil
geri de bırakmak
to surpass Fiil
gün de iki kere
twice a day
halefi de bağlayan sözleşme
transitive covenant
her ikisi de sorumlu
it takes two to tango
hiç de … değil
anything but …
Hiç de fena olmaz.
It wouldn't come amiss. Cümle
Hiç de fena olmaz.
It would not come amiss. Cümle
Hiç de fena olmaz.
It wouldn't go amiss. Cümle
Hoşuna gitse de gitmese de
Like it or not, Whether you like it or not Zarf
Israil'de kolektif çiftlik
kibbutz
ille de fark aranacaksa
if anything
İngiltere'de bir araziye
squatter's title
İsteseniz de istemeseniz de
Like it or not, Whether you like it or not Zarf
kabine de değişiklik yapma
cabinet reshuffle
kabine de değişiklik yapmak
to make changes in the cabinet Fiil
mahkeme de duruşma
trial at bar
mahkeme de ikrar
judicial admission
merkez de yönetim
central management
müzakere de bulunma yetkisi
negotiating power
nakte de çevrilebilir
cashable
Ne de olsa ...
After all, ... Zarf
olayı X'de geçirmek
to localize the scene in X Fiil
otel de kalma
hotel accomodation
ödeme de gecikmek
to delay in making payment Fiil
ödeme de süre tanımak
to grant a delay payment Fiil
Ölürüm de X yapmam.
I am dead set against X. Cümle
ön de durmak
to be to the fore Fiil
seçim de kazananlar
balloting rewards İsim
Senden de hiç kaçmıyor.
There's no fooling you.
sömürge de oturan kimse
colonist
sürünceme de bırakmak
to leave something not yet completed hanging in the air Fiil
şantiye de çalışmak
to work on the site Fiil
tatil de kalınan yer
holiday stay
tatil de kalma yeri
holiday accomodation
tedahül de kalmak
(payment) to be overdue Fiil
tehlikesini de göze alarak
at the risk of
teslim de ödeme
payable on delivery
TV'de araya giriş
cut in
vitrin de sergilemek
to display in the window Fiil
vitrin de teşhir etmek
to display in the window Fiil
yeter de artar bile
to have enough and to spare
yeter de artar bile
enough and to spare
Yine de,
Still,
yukarıda Madde ...'de
supra, at ... Zarf, Hukuk
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. D harfinin adı Bk
  2. Da” takısının ... sonundaki şekli
  3. bk. –da–
Kubbealti Akademisi Kültür ve Sanat Vakfi isbirligiyle yayinlanan özet bilgilerdir. Kelimenin kökeni, tüm anlamlari ve örnek cümleler için www.kubbealtilugati.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.