vekalet ücreti
İsim, Hukuk
ne yapacağını bilememek
Fiil
ne yapacağını şaşırmak
Fiil
karısının borçlarından sorumlu olmak
Fiil
borçluları tarafından kovuşturulmaya uğramak
Fiil
birinin tek desteği olmak
Fiil
kendi kendinin düşmanı olmak
Fiil
aşırı derecede annesine düşkün olmak
Fiil
işinde epey ilerlemiş olmak
Fiil
Sakal-ı Şerif
Özel Isim, Din ve İnanç
belayı satın almak, başına bela açmak, uyuyan yılanı uyandırmak.
çocuk esirgeme kurumu
İsim, Hukuk
titiz/dikkatli olmak, ayrıntılara çok dikkat etmek, bütün ayrıntılarıyla bildirmek/anlatmak, kılı kırk yarmak.
birine kılıç çekmek birinin dikkatini bir şeye çekmek
Fiil
çalışan katkı payı
İsim, Sigorta
işveren katkı payı
İsim, Sigorta
adını otelde kalanlar defterine yazmak
Fiil
adını ziyaretçiler defterine yazmak
Fiil
Herşey yolunda.
Cümle, Deyim
Herhangi bir sorun yok.
Cümle, Deyim
İyilik sağlık.
Cümle, Deyim
Herşey yolunda.
Cümle, Deyim
Herhangi bir sorun yok.
Cümle, Deyim
İyilik sağlık.
Cümle, Deyim
babasının mesleğini sürdürmek
Fiil
ne yapıp edip birinin mahremiyetine girmek
Fiil
parasının karşılığını almak
Fiil
ödediği paranın karşılığını almak
Fiil
birinin yıkanmasına yardım etmek
Fiil
okuldan dosdoğru babasının işine girmek
Fiil
Tam adını koyamıyorum.
Cümle, Deyim
Tam nedir bilmiyorum.
Cümle, Deyim
Net bir şekilde tanımlayamıyorum.
Cümle, Deyim
Allah bilir. (Allahtan başka) kimse bilemez.
Kendi iyiliğin için.
Cümle, Deyim
Senin iyiliğin için.
Cümle, Deyim
(bir kimsenin) muhayyilesinde/hayalinde.
bir şeyi canının istediği kadar yapmak
Fiil
babasının firmasına girmek
Fiil
gözünü ayırmamak, gözünden kaçırmamak için dikkatle bakmak.
The bird watcher kept his eyes peeled for birds.
Fiil
komşusunun neler karıştırdığını bilmek
Fiil
anasının dizi dibinde öğrenmek.
Açık konuşalım.
Cümle, Deyim
Sadede gelelim.
Cümle, Deyim
Lafı uzatmanın manası yok.
Cümle, Deyim
karısının parasıyla yaşamak
Fiil
başkalarını kendince değerlendirmek, kendine göre değer biçmek.
müşterisinin isteklerini yerine getirmek
Fiil
davranışlarına dikkat etmek, hal ve hareketlerini düzeltmek, dikkatli olmak.
master diplomasını almak
Fiil
subay orduevi
İsim, Askerlik
Diğer hizmet faaliyetleri (NACE kodu: S)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
katılımcı katkı payı
İsim, Sigorta
Halkların Demokratik Partisi (HDP)
İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
başkasının fikriyle hareket etmek
Fiil
fikirlerini birine bağımlı yapmak
Fiil
kaderini birinin ellerine bırakmak
Fiil
burnunu başkasının işlerine sokmak
Fiil
birinin işine burnunu sokmak
Fiil
kelleyi koltuğa almak, çok tehlikeli bir işe atılmak.
inancını birinin tanıklığına dayandırmak
Fiil
parmağını hassas noktaya basmak
Fiil
parmağını birinin zayıf noktasına basmak
Fiil
kelleyi koltuğa almak
Fiil
parasını birinin emrinde bulundurmak
Fiil
(birinin) ağıznı kullanmak
Fiil
yolculuğunun sonuna varmak
Fiil
haftalık ücretini almak
Fiil
aklını başına toplamak, makul olmak
çocuklarını birinin bakımına bırakmak
Fiil
oğlunun borçlarını üstlenmek
Fiil
devlet katkı payı
İsim, Sigorta
oğlunun borçlarını istemeye istemeye ödemek
Fiil
günbatımı sendromu
İsim, Tıp
master diplomasını almak
Fiil
yanlışlıkla başkasının şemsiyesini almak
Fiil
birinin mesleğine ket vurmak gelirinin büyük bir kısmını almak
Fiil
Seni ilgilendirmez.
Cümle
Seni alakadar etmez.
Cümle
birinin işine burnunu sokmak
Fiil
kredi kartı limitini geçmek
Fiil, Bankacılık
kredi kartı limitini aşmak
Fiil, Bankacılık
doya doya, canının istediği kadar.
doyasıya, doya doya, kana kana, canının istediği kadar.
haddini aşmak
Fiil, Deyim
fazla ileri gitmek
Fiil, Deyim
çizmeyi aşmak
Fiil, Deyim
haddini aşmak
Fiil, Deyim
fazla ileri gitmek
Fiil, Deyim
çizmeyi aşmak
Fiil, Deyim
düşüncelerini açığa vurmak
Fiil
nüfuzunu birisi için kullanmak
Fiil
parasının karşılığını istemek
Fiil
İsminizi öğrenebilir miyim?
Cümle
Adınızı öğrenebilir miyim?
Cümle
A'nın devamlı müşterisi olmak
Fiil
he has.
he's got two cars.
: -lim/-lım/-'üm/-lum.
Let's go: gidelim.
(sigorta) belli başlı bir uluslararası sigorta piyasası
bu piyasa 1689 yılında Edward Lloyd'un Londra'nın iş merkezindeki kahvehanesinde gemi sahipleri
İsim
denizciler ve tüccarların sigorta anlaşması yapmak üzere toplanması ile kurulmuştur
meters per second per second.
saniyede radyan (açısal hız birimi).
İsim
(a) seyahat, yolculuk, (b) seyahatname.
a book of travels.
what does. What's the man say? = What does the man say?
where has.
where's he been all night?
small capitals: küçük majüskül harfler.
(at ve sığırlarda) ishal, sürgün.
sözleşmede belirtilmiş kalitedeki malın satın alınması
gelecekteki fiyatı donduran
çelik üreten firmaların hisse senedi.
karının yaptığı masraflardan kocanın sorumluluğu
devlet yolu: İngilterede millî hükümet, Kanadada provens hükümeti tarafından yaptırılan geniş karayolu.
Kraliçe hükümdar ise:
Queen's highway.
İsim
terbiye, tutum, davranış. Genellikle
mind veya
watch fiilleriyle beraber kullanılır:
Mind your p's and q's while your Grandmother is here: Büyük annen burada iken uslu/terbiyeli ol.
İsim
özür dileyen suçu kabul etmiş olur.
vezne çeki (bir bankanın başka bir bankanın üzerine keşide ettiği ve veznedarına imzalattığı çek
(ABD'de:
State's)
evidence (of a criminal): suç ortakları aleyhinde tanıklık etmek, suç ortaklarını ele vermek.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Cümle