1. İsim, Hukuk sanık
  2. sanık, maznun, suçlu.
    The accused was seen to enter the house: Sanığın eve girdiği görülmüştü.
sanığı beraat ettirmek Fiil
sanık avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Fiil
suçlanmak Fiil
sanığın mahkûmiyeti
sanığın tahliyesi
sanığı tahliye etmek Fiil
sanığın beraatine karar vermek Fiil
sanığı serbest bırakma
suçluya hüküm giydirmek Fiil
davalının hesap verme sorumluluğu
davalı olmak Fiil
sanık
yanlış olarak suçlanan
suçlanmak Fiil
rüşvet girişiminde bulunmakla suçlanmak Fiil
rüşvet girişiminde bulunmakla suçlamak Fiil
cürüm kastıyla işsiz güçsüz dolaşmaktan suçlanmak Fiil
töhmet altında kalmak Fiil
sanığı tanıklarla yüzleştirmek Fiil
(jüri) sanığı suçsuz ilan etmek Fiil
sanığı soruşturma için tutuklamak Fiil
birşeyle suçlanmak Fiil, Hukuk
birşeyden dolayı yargılanmak Fiil, Hukuk