1. ata biner gibi, bacakları ayrık (bir bacağı bir tarafta, öbürü öbür tarafta).
    She sat astride the horse: Ata bindi.
  2. iki geçeli, iki tarafın(d)a.
    The town lay astride the main road: Kasaba, ana yolun iki tarafına yayılmıştır.
  3. hâkim durumda.
    Napoleon stands astride early 19th century like a giant.
...'in her iki tarafında Zarf