1. attribute to: atfetmek, izafe etmek, -e hamletmek/yormak. A saying attributed to Mevlâna:
    Mevlânaya atfedilen bir deyiş. He attributes his success to hard work/to how hard he always worked/to working hard: Başarısını sıkı çalışmaya/çalışmasına atfediyor.
  2. maletmek, isnat etmek, yüklemek, vermek.
    You attribute him qualities that he doesn't possess:
    Malik olmadığı meziyetleri ona malediyorsunuz.
  3. nitelik, özellik, sıfat, vasıf, hassa.
    Speech is an attribute of man: Konuşma, insanların bir niteliğidir.
  4. Gramer yüklem: sıfat veya sıfat yerine geçen tümce. Örneğin
    red house (kırmızı ev) terkibinde
    red (kırmızı) yüklemdir.
  5. Güzel Sanatlar simge, remiz, sembol.
    Balance is an attribute of justice: Terazi, adaletin simgesidir.
  6. Mantık öznitelik, sıfatı zatiye: bir var olanın özle ilgili, kalıcı, zorunlu yapıcı niteliği; temel belirti; yüklem.
  7. şöhret, mümtaz vasıf.
birinin başarısını çok çalışmasına bağlamak Fiil
aynı niteliği paylaşmak Fiil
istatistiki özellik
bir hastalığı pisliğe atfetmek Fiil
bir ibareye anlam vermek Fiil
birine yanlış niyetler atfetmek Fiil
kazancın vergisini hesaplamak Fiil
bir şeyi bir vakıaya atfetmek Fiil
birşeyin birine ait olduğuna inanmak Fiil
birşeyi birine isnat etmek Fiil
birine birşey atfetmek Fiil
birşeyin birine ait olduğunu düşünmek Fiil
birşeyi birine mal etmek Fiil
birşeyi birşeye atfetmek Fiil
birşeyi birşeye bağlamak Fiil
birşeyi birşeye yormak Fiil
birşeyi birşeye isnat etmek Fiil
bir şeyin suçunu birine atfetmek Fiil
kusuru birine yüklemek Fiil
hatayı birine atfetmek Fiil
hatayı birine yüklemek Fiil
uşağın kusurunu efendiye yüklemek Fiil
izafe etmek Fiil