Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. rüşvet, yedirim.
    to offer a bribe: rüşvet teklif etmek.
  2. kandırmak veya bir şeyi yaptırmak için verilen herhangi bir şey.
    The children were given candy as a bribe to be good.
  3. rüşvet vermek/teklif etmek, yedirmek.
    They bribed the policeman to forget about what he had seen.
  4. rüşvetle kandırmak, rüşvetle/yedirimle istediğini yaptırmak.
    The judge was too honest to be bribed.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

bribery
rüşvet İsim, Ceza Hukuku
bribe-taker
rüşvet alan İsim
accept a bribe
rüşvet almak Fiil
accepting a bribe
irtişa
approach someone with a bribe
birine rüşvet teklif etmek Fiil
receive a bribe
rüşvet almak Fiil
receiving a bribe
rüşvet alma
bribe a witness
bir tanığa rüşvet vermek Fiil
bribe an official
bir memura rüşvet vermek Fiil
bribe as witness
tanığa rüşvet vermek Fiil
bribe taking
rüşvet alma
bribe to keep sb
hakkısükût
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.