1. kokoz (argo)
  2. (bkz: break ) (pt).
  3. meteliksiz, cebi delik.
    flat broke =
    Brit.
    stony broke: beş parasız, müflis.
    His
    firm is flat/stony broke: Onun firması iflâs etti.
  4. İsim (kâğıt sanayiinde) özürlü/kusurlu kâğıt, satışa elverişli olmayıp tekrar hamur yapılan kâğıt.
meteliğe kurşun atmak Fiil
parasız kalmak Fiil
meteliksiz olmak Fiil
züğürtlemek züğürtleşmek Fiil
züğürtlük
meteliksiz Sıfat
(a) meteliksiz/beş parasız kalmak, meteliğe kurşun atmak, (b) iflâs etmek, sıfırı tüketmek.
In that
business people are forever going broke.
son gayretini/gücünü harcamak, olanaklarını sonuna kadar kullanmak.
meteliksiz
meteliksiz
kıyamet koptu, ortalık birbirine karıştı.
hell let loose: cehennemden bir örnek.
Birdenbire kıyamet koptu.
karmaşa
Suyum geldi. Üreme
bardağı taşıran son damla İsim