1. İsim, Tekstil Sanayii tebeşir
  2. tebeşir.
    The teacher wrote with a stick/piece of chalk.
    colored chalk: renkli tebeşir.
  3. tebeşirle konan işaret.
    chalk line: tebeşirlenmiş iple çizilen çizgi.
  4. veresiye verilen her içki/yemek/çay vb. için çekilen çizgi.
  5. tebeşirli, tebeşirle yazılmış/yapılmış /çizilmiş.
  6. tebeşirle çizmek/yazmak/işaretlemek.
  7. tebeşir sürmek, tebeşirlemek.
  8. tebeşirle beyazlatmak/karıştırmak.
  9. beyazlatmak, ağartmak, rengini açmak, rengi atmak
    . Terror chalked her face: Korkudan benzi kül gibi oldu.
  10. (boya, havanın etkisiyle) ufalanmak, dökülmek.
Süsleme ve yapı taşları ile kireç taşı, alçı taşı, tebeşir ve kayağantaşı (arduvaz-kayraktaşı) ocakçılığı (NACE kodu: 08.11) İsim, Sanayi ve Zanaatler
kat kat/fersah fersah iyi olmak.
A is better than B by a long chalk: A, Bden kat kat/fersah fersah iyidir.

by a long shot
ABD- k.d. az kul. fazlasıyla, ziyadesiyle, haydi haydiye, çok daha.
X
is better than Y by a long chalk: X, Y'den çok daha iyidir.
(a) terzi tebeşiri, (b) talk (kumaşlardan yağ lekelerini çıkarmakta kullanılır).
ne gezer! ne münasebet! tam tersi. “
Will Ali win the race?” “Not a long chalk!”
tebeşir
kuzu gibi uslu olmak, her söyleneni yapmak, çok itaatli olmak.
That new teacher really make the students walk the chalk.
hesabıma yaz
alacak hesabına yazmak Fiil
(a) (bir şeyin) resmini/planını yapmak, (b) (birşeyi) kabataslak anlatmak, anahatlariyle açıklamak.
The
general chalked out his plan of attack.
tahtaya tebeşirle resim ve şekiller çizerek konuşmak.
(a) (sayı/puan) kazanmak/kaydetmek.
We've chalked up more points than any other team this year.
(b) …'den ilerigelmek, sebebi … olmak, -e atfetmek/yükletmek.
His poor performance was chalked up to his lack of practice.
(veya
Brit.:
as like as chalk to cheese)
k.d. kat'iyen birbirine benzemez, zerre
kadar ilgisi yok, aralarında dağlar kadar fark var.
They are as different as chalk and cheese.
Onun dünyadan haberi yok/Elifi görse mertek sanır/Kara cahilin biridir/Hiçbir şey bilmez/Şapı görse şeker sanır.
kuzu gibi uslu olmak, her söyleneni yapmak, çok itaatli olmak.
That new teacher really make the students walk the chalk.
kuzu gibi uslu olmak, her söyleneni yapmak, çok itaatli olmak.
That new teacher really make the students walk the chalk.