circumstantial

  1. Sıfat koşullara/şartlara bağlı, durum ile ilgili, duruma tâbi.
    a circumstantial result.
  2. Sıfat arızî, tâli, ikinci derecede.
    Minor details are circumstantial compared with the main facts.
  3. Sıfat ayrıntılı, mufassal, teferruatlı.
    a circumstantial report of the accident.
  4. Sıfat maddî, dünyevî, malî, geçim şartlariyle ilgili.
    circumstantial prosperity: maddî refah.
  5. Sıfat gösterişli, debdebeli, şaşaalı.
ayrıntılı bilgi
dolaylı delil, koşullu/tâli/ikinci derecede delil, kesin olmayan delil, belirti, emare, iz, bazı hükümlere
vardıran vakıa veya delil. Çalınmış bir mücevherin bir kimsenin üzerinde bulunması, onun hırsız olduğunun kesin değil, dolaylı delilidir. Mücevheri pekâlâ başka birisi çalmış olabilir. Fakat o adamı mücevheri çalarken gören tanık çıkarsa bu kesin delil (
direct evidence) olur.
iktisadi refah
ayrıntılı rapor