come against

karşı çıkmak, karşı gelmek, muhalefet etmek.
The American government came out against the new British plan.
karşı çıkmak Fiil
(belaya/zorluğa) çatmak, (zorlukla vb.) karşılaşmak.
The workers came up against their employer's
unwillingness to pay higher wages.
to come up against someone: birisi ile ihtilâfa düşmek/çatışmak/zıt gitmek.
biriyle çatışmak Fiil
bir sorunla karşılaşmak Fiil
bir zorlukla karşılaşmak Fiil