1. Geçişli Fiil karşı gelmek/durmak, karşılaş(tır)mak, karşı karşıya gelmek/bırakmak.
    He confronted me with the problem:
    Beni mesele ile karşı karşıya bıraktı.
    The two armies confronted with each other along the border: İki ordu hudutta karşı karşıya geldi.
  2. Geçişli Fiil zıt gitmek, düşmanca/hasmane davranmak, göğüs germek.
  3. Geçişli Fiil yüzleştirmek, karşısına/yüzyüze getirmek, karşısına çıkarmak.
    The confronted him with evidence of his crime.
  4. Geçişli Fiil (muayene/mukayese için) yanyana getirmek.
güçlüklere göğüs germek Fiil
belgeleri karşılaştırmak Fiil
sanığı tanıklarla yüzleştirmek Fiil
iki tanığı yüzleştirmek Fiil
tanığı yüzleştirmek Fiil
tanıkları yüzleştirmek Fiil
karşı karşıya bulunduğumuz sorular İsim