1. kıvırmak, (saçı) dalgalı/ondüle yapmak.
    to crimp the hair. The girl crimped her hair before going to the party.
  2. katlamak.
  3. (saç levhanın) (a) kenarlarını içiçe katlayıp bükmek, (b) ucunu katlayıp sıkıştırmak.
  4. dalgalandırmak, (saç levha veya mukavvanın yüzeyini) oluklu yapmak.
  5. (bir şeyin) iki ucunu birleştirip sıkıştırmak.
  6. (aşçılıkta) (pişkin ve gevrek olması için balığın etini) yer yer bıçaklamak.
  7. kıvırma, kıvrılma.
    crimp iron: (a) saç maşası, (b) plise ütüsü.
  8. katla(n)ma.
  9. crimps: kıvrım, dalga, bukle (saç).
  10. kıvırcık(lık), (koyun yünü vb.'nin) kıvırcık/dalgalı olması.
  11. (saç levha vb. kenarında geçme yapmak için) kıvrım, kıvrıntı, kat.
  12. (zorla kandırarak) denizci veya asker toplamak, askere almak.
  13. (zorla kandırarak) denizci/asker toplayan kimse/acente.
engel olmak, müdahale etmek.
(US) fiyatları engellemek Fiil
bir şeyi engellemek Fiil
(US) fiyatları allak bullak etmek Fiil
satışları engellemek Fiil