1. ölüm, ölme.
    dying bed: ölüm döşeği.
  2. ölüm halinde, ölmekte, ölüm döşeğinde, ölmek üzere, can çekişen.
    a dying man.
    dying confession/declaration:
    ölüm döşeğinde yapılan itiraf/açıklama.
  3. son, ölmeden hemen önce söylenen/dilenen.
    dying will: son dilek, ölürken ifade edilen arzu.
    Her
    dying words: önun son sözleri.
  4. sonu yaklaşan, bitmek/sona ermek üzere olan.
    the dying year.
ölünceye kadar, sağ olduğu sürece, ömrü oldukça.
ölümcül
ölüm döşeğinde yapılan itiraf
ölüm döşeğinde son söz
ölüm yatağında yapılan itiraf
ölmeden önce son talep
can çekişmek Fiil
ölen bir adamın son sözleri İsim
İçim kan ağlıyor.