encumber ...

engel/mani olmak, engellemek, geciktirmek. Geçişli Fiil
tıkmak, tıkamak, tıkabasa doldurmak, yüklemek.
Rubbish and old boxes encumber = incumbered the fire
escape. The room was encumber = incumbered with heavy furniture.
Geçişli Fiil
ipotekli/borçlu olmak, (borç yükü altında) ezilmek.
The farm was encumber = incumbered with a heavy
mortgage. He is encumber = incumbered with debts.
Geçişli Fiil, Hukuk
engelleyecek şekilde, engel/mani olurcasına, engelleyerek geciktirerek.