far and wide

  1. köşe bucak, her yerde(n), her tarafta(n), dünyanın/yurdun dört bucağın(d)a(n).
    They looked far and
    wide for the missing dog.
mümkün olduğunca çok deneme yapmak Fiil
mümkün olduğunca geniş bir alanı kapsamak Fiil
mümkün olduğu kadar çok şeyi denemek Fiil
her yere dağılmak Fiil
kayıp çocuğu bulmak için bakılmadık yer bırakmamak Fiil