1. dört, 4 (sayı, rakam).
    a child of four: dört yaşında bir çocuk.
    I'll leave at four: Saat dörtte gideceğim.
  2. dörtlü grup.
    They set up a four to play cards.
    form fours
    ask. dörder olmak.
  3. (iskambilde) dörtlü.
    the four of hearts.
akşam sefası İsim, Bitki Türleri
dört çeker Sıfat, Ulaşım
dörtlü
dörtlü final İsim, Spor
küçük çay bisküvisi. İsim
ABD'nin az gelişmiş ülkelere teknik ve bilimsel yardım programı (1949). Sonraları yabancı ülkelere yardım
programı içine alınmıştır.
dört büyükler (İngiltere'nin dört ticaret bankası : Barclays , Lloyds , The Midland , The National Westminster
sekizi ikiye bölünce dört eder
iki kere iki dört eder
dörder dörder.
bir belgenin metni İsim
dünyanın dört bir bucağı
dört kap yemek
dört zamanlı motor
dört silindirli motor
dörder
(pokerde) dört-floş, bir elde 4 kâğıdın aynı renk, birinin başka renk olması.
dört hürriyet: 6.1.1941'de Başkan Roosevelt'in ABD'nin dış politikasının temeli olarak ilân ettiği

söz,
ibadet, korkusuz yaşama, başkalarına muhtaç olmama hürriyetleri.
Mahşerin Dört Atlısı İsim, Din ve İnanç
bir şehrin eşrafı/ileri gelenleri, üst tabaka.
dört şeritli otoyol
dört şeritli trafik yolu
gecesefası İsim, Botanik
akşamsefası İsim, Botanik
(araba) dört kişilik
dört kişilik araba
kararlı
sağlam yapılı
sağlam
dört katlı apartman
dört zamanlı dizel motoru
dört zamanlı motor
dört oy farkıyla çoğunluk
dört tekerlek freni
dört bir yana savrulup durmak Fiil
dört yıl süre ile seçmek Fiil
dört yıl süre ile seçmek Fiil
dört şubeyi kapsamak Fiil
birine dört haftalık izin vermek Fiil
birine dört haftalık izin zni vermek Fiil
dört rakamlı geliri olmak Fiil
dört daktilo sayfası tutmak Fiil
her tarafı açık.
dört taksitle ödemek Fiil
dört milyon okur
dört saat sürmek Fiil
dünyanın dört bucağı.
eş sesli- for, fore.
(US) yüksek tabakalar
ana yönler İsim
yılda stokun dört kez devretmesi