ânî rüzgâr/esinti.
A gust upset the small sailboat: ânî bir rüzgâr küçük yelkenliyi devirdi.
gust
of rain: (ânî) sağnak.
(su, yangın vb.) taşma, alevlenme, parlama, ânî şiddetlenme.
taşkınlık, ânî heyecan gösterisi.
a gust of anger: hezeyan, ânî hiddet.
There was a gust of
laughter from the audience: Dinleyiciler kahkahayı basıverdiler.
(şiddetle/şiddetli darbeler halinde) esmek, (birden) şiddetlenmek, (ânide) şiddetini artırmak.
Winds gusting 90 km/h.
tat, lezzet.
eğlenme, zevk alma, haz duyma, zevkini tatmin etme.
tatmak, tadına bakmak, tat almak, zevkine varmak.
rüzgârın ani olarak şiddetle esmesi

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Et