home in

make one's home in the country

kır kesiminde yerleşmek Fiil

home in on

(güdümlü mermi, uçak vb.) hedefe yönelmek, tam nişan almak, hedefine doğru (otomatik kumanda altında)

be at home in society

toplum içinde rahat hareket etmek Fiil

feel at home in a foreign language

yabancı bir dili iyi bilmek Fiil

A woman's place is in the home.

Kadının yeri evidir. Cümle

cooperation in the fields of justice and home affairs

adalet ve içişleri alanlarında işbirliği

drive something home/in (to)

bir şeyi şüphe götürmeyecek şekilde açıklamak.

free demonstration in the home

evde ücretsiz gösteri

in the privacy of the home

evin mahremiyetinde

one living in a foreign land or far from home

gurbetçi

put someone up (as a guest in one's home

misafir etmek Fiil

to be comfortably installed in a new home

yeni bir eve rahatça yerleşme

when one's ship comes home/in

zengin iken, parası pulu varken.