1. sarsıntı.
  2. (şiddetli/ânî) çekiş, ânî refleks hareketi (yanan eli birdenbire çekmek gibi).
    The knife was stuck,
    but he pulled it out with a jerk.
  3. (a) silk(in)me, (b)
    fizy. büzülme, burkulma, irade dışı kasılma, seğirme.
  4. ahmak, görgüsüz/kabasaba kimse, hödük, ayı.
  5. Spor ağırlığı omuz hizasından birdenbire yukarıya kaldırma.
  6. (birdenbire/ânî ve şiddetle) çekmek.
  7. sars(ıl)mak, şiddetle salla(n)mak.
  8. (
    soda fountain denilen musluklu depodan) maden suyu/sodası hazırlamak/bardağa doldurmak/vermek.
  9. kesik kesik ve hızlı konuşmak.
  10. fışkır(t)mak.
  11. sığır etini dilimleyip güneşte kurutmak.
  12. jerky ile ayni anlama gelir. dilimlenip güneşte kurutulmuş et.
bir kerede
ağırlığı önce omuz hizasına yükseltip birdenbire silkinerek yukarı kaldırma. İsim
diz kapağına vurulunca bacağın birden fırlaması. İsim
düşünmeden yapılan
tepkisel olarak yapılan
gazozcu, şıracı, musluklu kaptan gazozlu içecek doldurup veren kimse.
(tren) sarsıntıyla durmak Fiil
istimna yapmak, otuzbir çekmek.
politik solun davalarına hiç düşünmeden destek veren entelektüel
canlılık katmak Fiil
Kıl herif!