1. Fiil tutuş(tur)mak, alevlen(dir)mek, alev almak, parla(t)mak.
    The spark kindled the dry wood. We tried
    to kindle the wood but it was wet and wouldn't kindle . The setting sun kindled the sky.
  2. Fiil yakmak, yanmak, ateşle(n)mek, ateş almak, ateşe vermek.
    This wood is too wet to kindle.
  3. Fiil (his, heyecan vb.) uyan(dır)mak, canlan(dır)mak, alevlen(dir)mek.
    kindle the interest of an audience.
    His cruelty kindled hatred in the hearts of people. Her desire for him kindled with every word.
  4. Fiil (alev gibi) parlamak/aydınlanmak, parlatmak, aydınlatmak.
  5. (hayvan, özellikle tavşan) yavrulamak, doğurmak, üretmek.
  6. tavşan boku, kedi yavrusu pisliği.
(tavşan vb.) gebe olmak.
bir ateş yakmak Fiil
enflasyonu körüklemek Fiil
bir dinleyici kitlesinin ilgisini çekmek Fiil
tutkuları alevlendirmek Fiil