1. sığınak, korunak, barınak, melce, kuytu/mahfuz yer.
    The lee of the rock gave us some protection against the storm.
  2. rüzgâraltı, rüzgârdan korunan taraf, rüzgâr tutmayan taraf, rüzgâra maruz bulunmayan taraf.
    the lee of the house.
  3. Denizcilik rüzgâraltı, boca, geminin rüzgârdan mahfuz/rüzgâr tutmayan tarafı.
    lee anchor: rüzgâr altı tarafına atılan demir.
  4. Denizcilik kuytu, mahfuz, korunan, (rüzgâr) tutmayan.
    lee side: kuytu/yan köşe, rüzgâr tutmayan taraf.
  5. İsim : tortu, çökelti, telve.
boca etmek Fiil
boca alabanda
rüzgâraltında, rüzgâr tutmayan tarafta.
under the lee of: -den korunarak, -den mahfuz bir şekilde.
rüzgâr altı tarafına atılan demir
rüzgâraltı kıyısı, rüzgâra maruz kıyı, rüzgârlı kıyı/sahil.
bir teknenin veya cismin rüzgâr altı tarafı
boca Denizcilik
rüzgâr akıntısı, rüzgâr yönünde akan akıntı.
güçlüklerle karşı karşıya