1. Sıfat canlı, zinde.
    at a lively pace/speed. He may be 80, but he's still lively.
  2. Sıfat şen, neşeli.
    a lively tune/music. He is very lively.
  3. Sıfat heyecanlı, hareketli, hadiseli, hararetli.
    We had a lively week. lively conversation. Things are getting too lively.
  4. Sıfat kesin, keskin, açık, vazıh.
    a lively recollection.
  5. Sıfat anlamlı, etkin, etkili (ifade/durum/hal).
  6. Sıfat parlak, canlı, keskin (renk/ışık).
    She was dressed in lively pink.
  7. Sıfat köpüklü (şarap).
  8. Sıfat (hava) serin, temiz, ferah, taze.
    a lively breeze.
  9. Sıfat (top) zıplayan, geriye seken
  10. Sıfat (beyzbol) uzağa atılan (top), kuvvetli (vuruş).
    a lively ball that lost us the game.
  11. Sıfat hayat dolu, faal, çalışkan.
(a) acele etmek, atik davranmak, hızlı hareket etmek, (b) uyanık/tetikte/zinde/dikkatli olmak, gözünü
dört açmak.
look alive! Dikkat et! canlan! gayret et!
fıkır fıkır
fındıkçı (argo)
canlı iş trafiği
canlı talep
canlı tarif
hararetli müzakere
canlı ümit
canlı parlak fikir
canlı fikir
canlı hayal gücü
canlı piyasa
hayalin canlı oyunu
hayalin canlı oyunu
canlı anı
canlı bir hayal gücü olmak Fiil
iyi vakit geçirmek Fiil
birinin başına iş açmak Fiil
bir şeyle çok ilgilenmek Fiil
renklenmek Fiil