1. İsim yük, hamule.
    He was carrying a heavy load. The truck/ship had a full load. under full load.
  2. İsim tam yük/hamule, … dolusu.
    a wagonload of coal: bir vagon dolusu kömür.
    carload: araba yükü/dolusu.

    a boat load of tourists: bir vapur dolusu turist.
  3. İsim ağırlık, sıklet.
    Branches bent low by their load of fruit: Meyvelerinin ağırlığından dallar aşağı sarkıyordu.
  4. İsim sorumluluk/mes'uliyet (yükü), (bir kimseden/makineden vb.) beklenen iş.
    Always carried his share of load.
  5. İsim, Mühendislik yük: bir yapının/mekanik düzenin dayanabileceği kuvvetlerin bileşkesi.
    dead load: sabit yük.
    live
    load: hareketli yük.
  6. İsim, Elektrik-Elektronik (a) çıkış gücü: bir elektrik makinesinin verebileceği güç, (b) elektrik gücü harcayan cihaz/alıcı.
  7. İsim (ortak hisse senedi alıcılarından kesilen) giriş aidatı/ücreti, peşin komisyon.
  8. İsim bir atımlık barut/fişek/mermi.
  9. İsim bir kimseyi sarhoş edebilecek kadar içki.
  10. İsim üzüntü, endişe, kaygı.
    Took a load off her mind: Üzüntüden kurtuldu, ferahladı.
  11. İsim fikir yorgunluğu.
  12. İsim kalıtsal nedenlerle ömrün kısalması.
    genetic load. mutational load.
  13. Fiil yükle(t)mek, tahmil etmek, yükünü vermek.
    The man loaded the truck with the grain. To load a ship.
  14. Fiil yük almak, yüklenmek.
    The ship is still loading.
  15. Fiil (silah vb.) doldurmak.
    to load a gun. to load a basket with groceries. load quickly. His pockets were
    loaded with sweets and toys.
  16. Fiil (hediye vb.) yağdırmak, bol bol vermek, (hediyeye vb.) garketmek, ibzal etmek.
    They loaded us with
    gifts. He was loaded with honors. They loaded her with compliments.
  17. Fiil
    load down/with
    etc. (üzüntüye/endişeye garketmek/boğmak, üz(ül)mek, kederlen(dir)mek, …
    yükü/sorumluluğu altında ez(il)mek.
    loaded down with debt: boğazına kadar borç içinde.
    Don't load your mind with useless worry: Beyhude üzüntülere kapılma.
    He has been loaded down with family responsibilities all his life: Bütün ömrünce aile sorumluluğu altında ezildi.
  18. Fiil (yalan/uydurma ile) şişirmek, tahrif etmek, (birine tesir ederek) yanlış hükme vardırmak.
    To load
    the evidence in favor of defendent: Delilleri sanık lehine tahrif etmek.
    a loaded question: yanıltıcı/şaşırtıcı soru.
  19. Fiil, Elektrik-Elektronik yüklemek, devreye yük sokmak, güç harcayan cihazı üretece bağlamak.
  20. Fiil (sigorta) zam yapmak, masrafları ekleyerek primi artırmak.
  21. Fiil
    load into: (taşıta) dolmak, binmek.
    The campers loaded into buses.
  22. Fiil yüklenmek, üzerine/omuzlarına almak, deruhde etmek.
  23. Fiil (mide) tıkabasa doldurmak.
yük-deplasman eğrisi İsim, İnşaat
yük-transfer eğrisi İsim, Mekanik
faydalı yük İsim
doldurmak Fiil
ilave yük
uçak yükü
kabul edilir yük
mihver boyu yük
eksenel yük İsim, İnşaat
dingil yükü
dingil ağırlığı
karayolu taşıyıcısının geri dönerken taşıyacağı yük
kırılacak
araba yükü
dava yükü: belirli bir sürede bir mahkemenin baktığı dava sayısı. İsim
(okul) sınıfta alınan ders yükü
sınıfta alınan ders yükü
vagon yükü
kullanıcı yükü
abonenin binasına elektrik veren tüm aygıtların birleşik okunması
ders kredi yükü İsim, Eğitim
ders yükü İsim, Eğitim
tekrarlı yük İsim, İnşaat
sabit ağırlık: bir yapı veya teçhizatın yük olmadığı zamanki ağırlığı (bina, köprü vb.'nin temele binen ağırlığı gibi). İsim
güverte yükü
bir yükten kurtulmak Fiil
yüklemek (aşağı) Bilgi Teknolojileri
elektrik yükü
eşit dağıtılmış yük
ek ders İsim, Eğitim
yenilme yükü İsim, İnşaat
mali yük
sabit ağırlık
bağlı yük
uçuş yükü
döşeme yükü
bir işlemle ilgili çıkarları başlangıç aşamasında dağıtmak Fiil
konteynerin tamamını dolduran yük
tam yük
ağzına kadar dolu dük
(uçak) toplam ağırlık
kamu kredisi
brüt yük
bölünemez yük İsim, Ulaşım
iyi bağlanmamış yük
ağırlık
canlı yük
hareketli yük
kamyon yükü
(Br) kamyon yükü
azami yük İsim
azami yük haddi
taşıma sınırı İsim, Ulaşım
istiap haddi İsim, Ulaşım
azami faydalanılacak yük
asgari yük
net yük
yüksüz
(hisseler) komisyonsuz satılan
taşıma aracının tam yüklü olmaması
kısmi sipariş ya da teslim
(US) taşınabilen yük (ticari yük
komple harp başlığı
(hava aracı) taşıma yükü
füze araştırma cihazı
bir işyerindeki maaş ve ücretlerin mali yükü
saf hamule
aşırı yük
(elektrik) en yüksek güç yükü
tepe yükü
sürekli yük
kabul edilebilen yük
azami yük
kıt'a yükü İsim, Askerlik
üretim yükü
hesaplanmış
bir komisyon veya uçağın bir yükü teslim ettikten sonra dönüşte boş gelmemek için aldığı yük
azami yük
salim yük
emniyetle taşınır yük
satış yükü
deprem tesiri, deprem yükü İsim, Jeoloji
statik yük
duruk yük
vergi vükü
toplam ağırlık
deneme yükü
deneme yükü
lastik yükü
toplam yük
dolaşım/trafik yükü.
palet ya da yük kabı şeklinde
bir konteyner
tek ünite olarak yüklenmek üzere hazırlanmış bir grup mal
faydalı yük İsim, Ulaşım
saf hamule
vagon yükü
(US) vagon yükü
vagon yükü
sosyal yardım yükü
tekerlek yükü
rüzgâr yükü: rüzgârdan dolayı yapıya binen ilâve yük. İsim
=
wing loading: kanat yükü, kanatların yüzey birimine isabet eden uçak ağırlığı.
iş yükü, bir kimsenin/grubun/makinenin yapması gereken iş miktarı. İsim
belirli bir dönemde bir işçinin/ makinenin/kimsenin çalışma saatleri toplamı. İsim
iş yükü
arabayı yüklemek Fiil
hileli zar kullanmak Fiil
(fotoğraf makinesi) film koymak Fiil
slayt takmak Fiil
bir gemiye dökme mal yüklemek Fiil
yükle ve uygula
yükle ve git
yük alanı İsim, Ulaşım
yük paylaşımı İsim
yük taşıma gücü
yüklenmiş yük
elektrik panosu İsim, Elektrik ve Elektronik
fabrika yük diagramı
çalışma programı
iş yükü diagramı
yük kumanda tertibatı
yük kontrol düzeni
yük eğrisi
yük altında şekil değiştirme
yük yollama
yük sevki
(geminin) yük su çekimi. İsim
yük dağılımı
yük yayılması
aşırı yüklemek Fiil
yüklü gemi su çekimi
yüklü gemi su çekimi
yük katsayısı, üretecin ortalama gücünün tepe güce oranı. İsim
X için yük almak Fiil
malları yüklemek Fiil
bir trene mal yüklemek Fiil
davet etmek Fiil
gemiye dökme yük almak Fiil
parça eşya yüklemek Fiil
istiap haddi
kullanım kapasitesinin kurulu kapasiteye oranı
yük sınırı
kana Denizcilik
su kesimi, yük çizgisi, hamule su kesimi: gemi yüklü iken dalacağı su düzeyini gösteren çizgi.
Plimsoll
line ile ayni anlama gelir.
İsim
vagona yüklemek Fiil
tahliye etmek Fiil
boşaltmak Fiil
yolcu almak Fiil
(araba) yükleme sathı
yük platformu İsim, Ulaşım
yük atma İsim, Makine
yüklenme direnmesi
yük oturma davranışı İsim, İnşaat
enerji dağıtım istasyonlarındaki aşırı yükü kaldırmak için belirli bölgelerde kısa süre elektriği kesme
birini küfür yağmuruna tutmak Fiil
birini iltifatlara boğmak Fiil
birine iltifatlar yağdırmak Fiil
birini övmek Fiil
birine iş yüklemek Fiil
askıdaki yük
kutupyıldızı
yükleme denemesi
yükletmek.
su kesimi
yük su çekimi
tahmil etmek Fiil
göz atmak Fiil
bakmak, göz atmak, dinlemek, farkına varmak.
yerel yükleme hattı
kazık yük testi İsim, İnşaat
net ağırlığın brüt ağırlığa oranı
net ağırlığın brüt ağırlığa oranı
standartlaştırılmış yük elemanı İsim, Ulaşım
faaliyete geçme maliyeti