1. Sıfat yalnız, kimsesiz.
    We met a lone traveller on our way.
    to play a lone hand: bir işte yalnız
    başına kalmak,
    k.d. göbeğini kendi eliyle kesmek.
  2. Sıfat ıssız, tenha, ücra, herşeyden uzak, tek başına.
    a lone house on a hill.
  3. Sıfat tek, biricik, yegâne.
  4. Sıfat, Edebiyat kimsesiz, bikes, terkedilmiş.
    She is a poor lone woman: Fakir, kimsesiz bir kadındır.
  5. Sıfat eşsiz, arkadaşsız.
    to be on one's lone(s)/by one's lone(s): tek başına kalmak.
  6. Sıfat bekâr, dul.
kendi başına buyruk, bildiğinden şaşmaz, başkasının nasihat ve yardımını reddederek kendi işini kendisi yapan kimse. İsim
bağımsız davranış/eylem. İsim
tek başına mücadele eden siyasî aday. İsim
(kâğıt oyununda) (a) refakatsiz/tekil oyuncu, (b) refakatsiz/tekil oynanan el. İsim
Teksas (takma ad). İsim
münzevi, merdümgiriz, yalnızlığı seven kimse. İsim
yalnız kurt İsim
bir işte tek başına kalmak.
bir şeyi kendi başına halletmek Fiil
kendi başına gitmek Fiil