make it

make it one's business

bir şeyi iş edinmek Fiil

make it one's business

işi kendi işi saymak Fiil

make it one's business

bir işi kendi işi saymak Fiil

make it one's habit

âdet edinmek Fiil

make it one's object

bir şeyi gaye edinmek Fiil

make it one's practice

âdet edinmek Fiil

make it a point of hono u r to do sth

bir şeyi yapmayı şeref meselesi saymak Fiil

make it a proviso

şartlaşmak Fiil

make it a proviso

bir şeyi saklı tutmak Fiil

make it a rule

bir kural olarak benimsemek Fiil

make it a rule

bir şeyi prensip edinmek Fiil

make it a rule

kural olarak benimsemek Fiil

make it hot for

tatsızlığa/anlaşmazlığa/nahoş olaya yol açmak, rahatını/huzurunu kaçırmak, başını belaya sokmak.
make

make it hot for sb

kötü davranarak veya güçlükler çıkararak birinin tahammülünü yitirip gitmesine neden olmak Fiil

make it necessary

zorunlu kılmak Fiil

make it possible for someone to be educated

okutmak Fiil

make it shappy

çabuk ol

make it shappy

Acele et

make it short

kısa kesmek Fiil

make it snappy

çabuk ol

make it to something

birşeyde başarılı olmak Fiil

make it to something

birşeyde başarıya ulaşmak Fiil

make it tough

bir sorunu güçleştirmek Fiil

make it up

telafi etmek Fiil

make it up with sb

biriyle barışmak Fiil

make it with someone

biriyle cinsel ilişkiye girmek Fiil

make it with someone

biriyle yatmak Fiil

make it with someone

biriyle seks yapmak Fiil

make it worse

beter etmek Fiil

make it/ things warm for someone

.: anasından emdiğini burnundan getirmek.

Sorry I couldn't make it yesterday.

Dün gelemediğim için özür dilerim.

What time do you make it?

Saatin kaç?

You can lead a horse to water but you can't make it drink

Zorla güzellik olmaz.

make (a fruit) sweet (by ripening it

tatlandırmak Fiil

make a break for it

gözcülerin dikkatleri başka yerdeyken birden fırlayıp kaçmak Fiil

make a clean breast of it

herşeyi itiraf etmek, içini dökmek, bütün kabahatlerini/günahlarını açıklamak.

make a clean sweep of it

bütün işleri süpürmek Fiil

make a clean sweep of it

kesin bir şekilde halletmek Fiil

make a habit of it

bir şeyi alışkanlık haline getirmek Fiil

make a hash of it

berbat etmek Fiil

make a living out of it

geçimini ondan çıkarmak Fiil

make a living out of it

geçiminıondan çıkarmak Fiil

make a match of it

(iki kişi) evlenmek Fiil

make a meal of it

aşırı gitmek Fiil

make a night of it

sabaha kadar eğlenmek.

make a night of it

eğlenceli/unutulmaz bir gece geçirmek, gece geç vakitlere kadar eğlenmek.

make a practice of it

bir şeyi alışkanlık edinmek Fiil

make a shot at it

teşebbüste bulunmak Fiil

make no bones about it

bir işi duraksamadan yapmak Fiil

make no bones of it

(a) bir işi tereddütsüz hemen yapmak, çekinmemek, tereddüt etmemek, (b) saklamamak, açıkça itiraf etmek.

make nothing of it

bir şey çıkarmamak Fiil

make short work of it

kısa kesmek Fiil

make short work of it

kestirmeden gitmek Fiil

make the best of it

ondan azami faydalanmak Fiil

make up something and try to pass it off as the truth

kafadan atmak Fiil

not to be able to make head or tail of it

hiçbir şey anlayamamak Fiil

take a fact and make up a story to suit it

yakıştırmak Fiil

What difference does it make?

Ne farkeder?