1. Fiil rastlamak, rast gelmek, tesadüf etmek.
    He met her by chance.
  2. Fiil tanışmak.
    Pleased to meet you: Müşerref oldum/tanıştığımıza memnun oldum.
    Come to the party
    and meet some interesting people. I met her last year, but I don't remember her name.
  3. Fiil buluşmak, bulmak.
    When shall we meet again? Let's meet for dinner.
  4. Fiil karşılamak, istikbal etmek.
    meet a train: bir treni karşılamak.
  5. Fiil (göze) çarpmak.
    A peculiar sight met my eyes.
  6. Fiil karşılaşmak, yüzyüze/karşı karşıya gelmek.
    Their cars met on the narrow road: Arabaları dar yolda
    karşılaştı.
    I met him in the street.
  7. Fiil kavuşmak, birleşmek, bitişmek, bir araya gelmek.
    Their lips met (in a kiss). After a long separation
    I finally met my sweetheart last summer.
  8. Fiil çatışmak, çekişmek, çarpışmak, muhalif/rakip olarak karşılaşmak.
  9. Fiil zıt gitmek, muhalefet etmek, karşı gelmek.
  10. Fiil başa çıkmak, hakkından gelmek, mukabele etmek, icabına bakmak, uğraşmak, meşgul olmak.
    He meets the
    accusations with scorn: Suçlamaları istihza ile karşılar.
  11. Fiil (ihtiyacı/talebi vb.) karşılamak/tatmin etmek, (ihtiyaca) yetmek.
    Does this meet your need?
  12. Fiil (arzulara/koşullara vb.) uymak, uygun gelmek, (koşulları) yerine getirmek/sağlamak.
    to meet the requirements for a diploma.
  13. Fiil başına gelmek, uğramak, karşılaşmak, maruz kalmak, duçar olmak.
    I met a lot of difficulties in the work.
  14. Fiil mukabele etmek, karşılık vermek, cevap vermek.
    He met her glance with a smile. Angry cries met his speech.
  15. Fiil toplanmak, içtima etmek.
    The Parliament will meet next month.
  16. Fiil görüşmek.
  17. Fiil (doğru/düzlem vb.) kesişmek, birbirini kesmek.
  18. Fiil (senet, borç vb.) ödemek.
    to meet bills: faturaları ödemek.
  19. Fiil (fikren) anlaşmak/uyuşmak, aynı fikirde olmak, mutabık olmak, mutabakat sağlamak.
  20. Fiil (düşman olarak) karşılaşmak, çarpışmak, savaşa tutuşmak.
  21. İsim toplantı, topluluk.
  22. İsim toplanma, av için köpeklerin, yüzme/yarış vb. için yarışmacıların toplanması.
  23. İsim toplanma yeri.
  24. Sıfat uygun, münasip, yakışır, elverişlı, muvafık, lâyık.
yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmak Fiil
yükümlülüklerini yerine getirmeme
Hakkın rahmetine kavuşmak Fiil
taahhütlerini yerine getirmek Fiil
müşterisinin isteklerini yerine getirmek Fiil
kaza sonucu ölmek Fiil
borçlarını ödemek Fiil
vefat etmek Fiil
senedini ödemek Fiil
kendi senedinin bedelini ödemek Fiil
eceli gelmek.
sözünde durmak Fiil
alınyazısına sakince katlanmak Fiil
kaderine boyun eğmek Fiil
yükümlülüklerini yerine getirmek Fiil
yükümlülüğünü yerine getirmek Fiil
ölmek, rahmeti rahmana kavuşmak.
boy ölçüşebilecek birine rastlamak Fiil
yükümlülüklerini yerine getirmek Fiil
son yenilgiye uğramak Fiil
birinin yüzüne/gözlerine bakmak, bakmaya cesaret etmek.
She was afraid to meet my eyes: Yüzüme bakmaktan çekiniyordu.
alacaklılarının taleplerini yerine getirmek Fiil
istikbale çıkmak Fiil
karşılamak Fiil
iki ucunu bir araya getirmek, (zar zor) geçinmek, kazancı geçimine ancak yetişmek, geliri giderine denk
gelmek, ayağını yorganına göre uzatmak.
kazancı masrafına yetişmek, (alâ küllühal) geçinip gitmek, olanla idare etmek, ayağını yorganına göre
uzatmak, iki ucunu bir araya getirmek.
geçinmek; iki yakasını bir araya getirmek Fiil
(US) ucuz ya da kullanılmış malların satıldığı ya da değiş tokuş edildiği pazar
değiş tokuş toplantısı
atletizm karşılaşması.
senedi kabul etmek Fiil
senedi ödemek Fiil
bir davaya muhatap olmak Fiil
bir borcu ödemek Fiil
bir talebi karşılamak Fiil
talep karşılamak Fiil
bir koşulu yerine getirmek Fiil
bir şartı yerine getirmek Fiil
bir gideri karşılamak Fiil
bir masrafı karşılamak Fiil
bir maliyeti karşılamak Fiil
bitmesi gereken zamanda bitirmek Fiil
zamanında bitirmek Fiil
bitiş tarihine yetişmek Fiil
bitiş tarihine yetiştirmek Fiil
açığı kapatmak Fiil
bir talebi karşılamak Fiil
bir talebi yerine getirmek Fiil
bir isteği yerine getirmek Fiil
isteneni yapmak Fiil
bir hedefe ulaşmak Fiil
bir amacı gerçekleştirmek Fiil
bir amaca ulaşmak Fiil
bir gereksinimi karşılamak Fiil
bir gereksinimi yerine getirmek Fiil
bir ihtiyacı karşılamak Fiil
bir gereksinimi karşılamak Fiil
gerekeni yapmak Fiil
bir gerekliliği yerine getirmek Fiil
bir program izlemek Fiil
baştan savılmak Fiil
bir ihtiyacı karşılamak Fiil
bütün masrafları karşılamak Fiil
bütün siparişleri karşılamak Fiil
bütün trenlerle (otobüslerle) bağlantısı olmak Fiil
güç bir duruma karşı koymak Fiil
otomatik olarak karşılamak Fiil
otomatik olarak karşılaşmak
belli aralarla toplantı yapmak Fiil
belli aralarda toplanmak Fiil
rast gelmek Fiil
rastlaşmak Fiil
rastlamak Fiil
rekabet edebilmek
rekabete göğüs germek Fiil
ölümü sükûnetle karşılamak Fiil
karşılaşmak Fiil
beklentileri karşılamak Fiil
masrafları karşılamak Fiil
yeni kimselerle tanışmak Fiil
(a) kısmen anlaşmak, (b) karşıdakinin ne yapacağını tahmin ederek ona göre davranmak.
yarı yolda buluşmak Fiil
toplantı yapmak Fiil
toplanmak Fiil
muntazam oturumlar halinde toplanmak Fiil
gayriresmi toplantı yapmak Fiil
eşit şartlarla karşılaşmak Fiil
adalet dağıtmak Fiil
ödemelerini gerçekleştirmek Fiil
ödemelerini muntazaman yapmak Fiil
yükümlülüklerini vaktinde yerine getirmek Fiil
tesadüfen karşılaşmak Fiil
ara sıra görüşmek Fiil
istenilen şartları karşılamak Fiil
şartları karşılamak Fiil
ödün vermek Fiil
birini karşılamak Fiil
biriyle tanışmak Fiil
birine rastgelmek Fiil
uyuşmaya hazır olmak Fiil
birinin sorununu çözmek Fiil
birinin ricalarını yerine getirmek Fiil
birinin dileklerini gerçekleştirmek Fiil
biriyle randevu vererek konuşmak Fiil
birini yarı yolda karşılamak Fiil
birini yarı yolda karşılamak Fiil
(iddia ve isteklerinin bir kısmından vazgeçerek) anlaşmak, uyuşmak, ikisinin ortasını bulmak.
You
want to pay $4, but I want $6. Meet me half-way and make it $5.
isteğe uygun olmak, koşulları sağlamak, talebi karşılamak.
I'm afraid your proposal hardly meets the case.
masrafları karşılamak Fiil
krize göğüs germek Fiil
vadesinde ödemek Fiil
(US) vadesine riayet etmek Fiil
talebi karşılamak Fiil
masrafları karşılamak Fiil
görünür olmak Fiil
artan talep karşılamak Fiil
artan talebi karşılamak Fiil
ihtiyaçları karşılamak Fiil
taleplere uymak Fiil
ücretleri tartışmak Fiil
vakitsiz endişeye/üzüntüye kapılmak, boşuna üzülmek.
(Br) ağır yük vagonu gereksinimini karşılamak Fiil
üniversite harçlarını ödemek Fiil
birleşmek Fiil
buluşmak Fiil
bir araya gelmek Fiil
kavuşmak Fiil
(US) biriyle buluşmak Fiil
rastlamak Fiil
temasa girmek Fiil
rast gelmek Fiil
rastlanmak Fiil
red cevabı ile karşılaşmak Fiil
kayba uğramak Fiil
zarara uğramak Fiil
terslenmek Fiil
geri çevrilmek
reddedilmek
ret cevabıyla karşılaşmak Fiil
kaza geçirmek Fiil
kazaya uğramak Fiil
kazaya kurban gitmek Fiil
alkışlanmak Fiil
tasvip görmek Fiil
onaylamak Fiil
güçlüklerle karşılaşmak Fiil
birini gösterilmesi gereken saygıyla karşılamak Fiil
(senet) kabul edilmek
başarısız olmak Fiil
başarıya ulaşamamak Fiil
başarısızlığa uğramak Fiil
tepki alamamak Fiil
itirazlarla karşılaşmak Fiil
engellerle karşılaşmak Fiil
direnmeyle karşılaşmak Fiil
biriyle toplantı yapmak Fiil
biriyle buluşmak Fiil
biriyle bir araya gelmek Fiil
başarılı olmak Fiil
başarıya ulaşmak Fiil
başarıyla sonuçlanmak Fiil
dünyaca takdir görmek Fiil
ölmek Fiil
tahtalıköye gitmek Fiil
öteki dünyaya gitmek Fiil
ölmek Fiil
tabutu boylamak Fiil
nalları dikmek Fiil
rekabet edebilir
rekabet edebilir
biriyle randevulaşmak Fiil
biriyle randevu ayarlamak Fiil
yeni kimselerle tanışmaya isteksiz olma
karşı çıkmak Fiil
Tanıştığımıza memnun oldum.
müşerref oldum