ortalığı düzene koymak
Fiil
hükümeti buhrandan çıkarmak
Fiil
pirincin taşını ayıklamak
Fiil
(a)
k.d. oyalanmak, amaçsız/gayesiz/plânsız iş görmek, boşuna uğraşmak.
I'm not of a sailor, but I like to mess about in my little boat on the river. (b)
argo vakit öldürmek, sinek avlamak, havyar kesmek, âvarelik etmek.
He spent all day Sunday just messing about. (c)
argo (bir kimse veya şey ile) ilgilenmek, (bir işe) karışmak/burnunu sokmak, bulaşmak.
messing other people's affairs. (d) sıkıfıkı olmak.
Don't mess around with admiral much. (e) flört/kur yapmak.
He caught him messing around with his wife. (f) oyalamak, atlatmak.
Don't mess me about; I want the money you promised me.
(a)
k.d. oyalanmak, amaçsız/gayesiz/plânsız iş görmek, boşuna uğraşmak.
I'm not of a sailor, but I like to mess about in my little boat on the river. (b)
argo vakit öldürmek, sinek avlamak, havyar kesmek, âvarelik etmek.
He spent all day Sunday just messing about. (c)
argo (bir kimse veya şey ile) ilgilenmek, (bir işe) karışmak/burnunu sokmak, bulaşmak.
messing other people's affairs. (d) sıkıfıkı olmak.
Don't mess around with admiral much. (e) flört/kur yapmak.
He caught him messing around with his wife. (f) oyalamak, atlatmak.
Don't mess me about; I want the money you promised me.
(US) tembellik etmek
Fiil
sofrada giyilen (kısa, dar) ceket.
İsim
(askerî yemekhanede görevli) levazım çavuşu.
İsim
yüzüne gözüne bulaştırmak
Fiil
ağzına burnuna bulaştırmak
Fiil
(a) bir tabak çorba, (b) yal, yuntu, (c)
mec. fedakârlıkla elde edilen maddî rahat/konfor.
bir şeyi berbat etmek
Fiil
işi berbat etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak.
bir şeyi berbat etmek
Fiil