1. güçlü, kuvvetli, kudretli, zorlu, müthiş.
    a mighty ruler. a mighty blow. He was a mighty warrior.
    a mighty nation. Even the mightiest of empires come to an end.
  2. çok büyük, cesim, muazzam, muhteşem. a
    mighty oak. the mighty ocean. the mighty iceberg came into view.
  3. çok önemli, olağanüstü, fevkalâde, büyük.
    a mighty accomplishment.
  4. çok, pek çok, ziyadesiyle, fazlasıyla, fevkalâde, son derece.
    I'm mighty pleased. a mighty cold day.
    a mighty big man. a mighty fine person. It was a mighty good meal, and everyone enjoyed it.
kasınmak Fiil
soylu ve güçlü olmak Fiil
azametli, kibirli, gururlu, mağrur,
esk. devletlû.
(a) kendine pâye veren, böbürlenen, kendini pek yükseklerde gören, alçak dağları ben yarattım sanan.

Ever since he was elected as mayor, he's been acting in a very high and mighty way: Belediye başkanı seçildiğinden beri kendini pek yükseklerde görüyor.
efelik taslamak Fiil
polim yapmak Fiil
pek büyük kazanç elde edememek Fiil