1. (maddeten/manen) üstün/baskın olmak, galip gelmek, hâkim olmak, kontrol altına almak.
    Their mission
    was to seize the bridge and overwhelm the garrison.
    be overwhelmed: şaşkına dönmek, şaşırmak.
    be overwhelmed with joy: sevinçten çılgına dönmek.
    I am overwhelmed with your generosity: Cömertlikle beni son derece mahcup ediyorsunuz.
  2. (çok miktarda) yığmak, yüklemek.
  3. (tamamıyla/her taraftan) istilâ etmek, kaplamak, garketmek, boğmak, üstünü örtmek, gömmek.
    to overwhelm
    with grief: kedere garketmek.
    A great wave overwhelmed the boat: Büyük bir dalga sandalı sulara gömdü.
  4. (bkz: overthrow )
düşmanı şaşkına çevirmek Fiil
boğmak Fiil
soru yağmuruna tutulmak Fiil
sorulara boğmak Fiil