1. Geçişli Fiil önceden farzetmek/varsaymak/zannetmek.
    A scientist never presupposes the truth of an unproved fact:
    Bilim adamı, doğruluğu kanıtlanmamış bir olayı asla doğru farzetmez.
  2. Geçişli Fiil (ilkel koşuk/ön şart olarak) gerekmek.
    A child presupposes a mother: Anne olmadan çocuk olmaz.

    An honor given to a person presupposes he has earned it: Kazanılmadan şeref payesi verilmez.
uzun çalışma yıllarının geçmesini gerektirmek Fiil